Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/14747
Karar No: 2016/843
Karar Tarihi: 21.01.2016

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/14747 Esas 2016/843 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2015/14747 E.  ,  2016/843 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : KYB - 2015/261876
Mahkemesi : Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 27/05/2014
Numarası : 2014/11- 2014/348 E- K sayılı Kararı

Taksirle yaralama suçundan suça sürüklenen çocuk A.. E.."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 89/4, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 4 ay 13 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddesi gereğince 3 yıl sure ile denetime tâbi tutulmasına dair Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 27/05/2014 tarihli ve 2014/11 esas, 2014/348 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/12. maddesi uyarınca mahkeme kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kısmının itiraza tâbi olduğu, sanık hakkında tayin olunan cezaya ilişkin asıl hükmün ise, 5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesi de dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ortadan kaldırılması durumunda temyiz kanun yoluna tâbi olacağı, itirazın ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının yanı sıra suçun sübutuna ilişkin de incelenmesi gerekeceği cihetle, kayden 13/08/2001 doğumlu olup, suçun işlendiği 05/11/2013 tarihinde 12-15 yaş gurubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında,
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki 50/3. maddesinin emredici hükmü karşısında, on beş yaşını doldurmamış suça sürüklenen çocuk hakkında kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı Kanun’un 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde yasal zorunluluk olduğunun gözetilmemesinde,
2-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 24. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca yöntemine uygun olarak uzlaştırma girişiminde bulunulması gerektiği gözetilmeden suça sürüklenen çocuğun uzlaşma hükümlerinden yararlandırılmamasında,
3-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 11. maddesi gereğince, “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmü gereğince, yargılamanın 24/04/2014 tarihli duruşmasında, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/2. maddesi kapsamında rapor alınmasına karar verilmesine rağmen ara karar sonucu beklenmeden ve ara karardan dönmeden yargılamaya son verilerek karardan sonhra dosyaya giren Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bilirkişi Heyeti Raporuna göre ilgilinin davranışlarını yönlendirme ve sonuçlarını algılama yeteneğinin yeterince gelişmediği, işlediği iddia olunan fiilin anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayamadığı yönünde bildirdiği görüşe aykırı olarak suça sürüklenen çocuk hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirine hükmedilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde,
4-Kayden 13/08/2001 doğumlu olup, suçun işlendiği 05/11/2013 tarihinde 12-15 yaş gurubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan cezadan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/2. maddesi gereğince 1/2 oranında indirim yapmak gerekirken. 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayininde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 13.07.2015 gün ve 94660652-105-03-4959-2015-14911/47872 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.09.2015 gün ve 2015/261876 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 27/05/2014 tarih ve 2014/11 esas, 2014/348 sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 89/4, 31/3, 62 ve CMK"nın 231/5 maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, karara süresi içinde itiraz edilmemesi üzerine 30/06/2014 günü kesinleştiği, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu müfettişlerince yapılan denetim sırasında söz konusu karar da kanuna aykırılık olduğu tespiti yapılarak bu karar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmesi istenilen dosyada, suça sürüklenen çocuk hakkında Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığınca düzenlenen 03/07/2014 tarihli ve 2014//7 nolu raporda; suça sürüklenen çocuğun "05/11/2013 tarihinde sanığı bulunduğu (taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak)" suçuna karşı; davranışlarını yönlendirme ve bu davranışlarının sonuçlarını algılama yeteneğinin bir yetişkine göre tam gelişmediği ve işlediği iddia olunan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayamadığını (farik ve mümeyyizi olmadığını) belirtilmiş olması ve TCK"nın 31/2 maddesine göre 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamamaları durumunda haklarında ceza verilemeyeceğinin düzenlenmesi nedeniyle ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin şartlarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, kanun yararına bozma isteğinin 3 nolu bendinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle,
Adalet Bakanlığının Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/05/2014 tarihli ve 2014/11 esas, 2014/348 sayılı kararına yönelik,
A-) 3 no"lu kanun yararına bozma talebinin 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca KABULÜNE,
B-) 1-2 ve 4 nolu Kanun yararına bozma taleplerine ilişkin olarak bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi