Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7221
Karar No: 2014/8719
Karar Tarihi: 05.05.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/7221 Esas 2014/8719 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/7221 E.  ,  2014/8719 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Tercan Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 09/05/2013
    NUMARASI : 2012/55-2013/27

    H.. S.. ile U.. S.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Tercan Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 09.05.2013 gün ve 55/27 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 30.05.2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; kadastro çalışmalarında dava konusu 853 ve 905 parsel sayılı taşınmazların 22.09.1980 ve 24.09.1980 tarihinde, tam mülkiyet üzere, Kamer oğlu İsmail Seven adına tespit gördüğünü, vekil edeninin bu yerleri Tercan Noterliği"nin 02.05.1984 tarih ve 01348 yevmiye numaralı “düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi” ile satın aldığını; Ayrıca, aynı gün, Tapu Müdürlüğü huzurunda düzenlenen 339 yevmiye numaralı resmi sözleşme ile halen itirazlı olan parselleri “her türlü hukuki vecibeleriyle birlikte” satın aldığını, ne var ki, tespit malikinin Kadastro Komisyonu"nun kararı sonucunda adına kayıt oluştuktan sonra bu yerleri tapuda torunu olan davalıya sattığını, zilyetliğin noter ve tapudaki satıştan itibaren aralıksız çekişmesiz vekil edeninde bulunduğunu, açıklayarak öncelikle davalı adına olan tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, 21.01.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, TMK’nun 713/2. maddesinin bu davada uygulanma olanağının bulunmadığını açıklayarak ve netice olarak 3402 sayılı Kanun"un 12/3. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının davasının 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; Tercan Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 05.04.2012 tarih, 2011/158 Esas, 2012/31 Karar sayılı dava dosyası getirilip incelenmiştir. Davacının: H.. S.. (eldeki davanın da davacısıdır), davalının İsmail Seven (eldeki derdest davanın davalısının dedesidir) davanın ise az yukarıda sözü edilen noterlikte düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ve aynı gün Tapu Müdürlüğü"nde yapılan pay satışlarına ilişkin tapu kaydına dayanarak 853 ve 905 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptal ve tescili talep edilmiştir. Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d maddesinden de söz edilerek davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Söz konusu karar taraflara tebliğ edilmiş, fakat, temyiz edilmemesi üzerine 30.05.1986 tarihinde kesinleştirildiği görülmüştür. Söz konusu incelenen dosya içerisinde dava konusu parsellere ilişkin tapulama tutanakları bulunmaktadır. 853 ve 905 parsel sayılı taşınmazlara 7.6.1967 tarih 29 ve 33 sıra nolu tapu kayıtları esas alınarak, sulu tarla nitelikleriyle, 10750 ve 10250 m2 olarak, 22.9.1980 ve 24.9.1980 tarihinde, tam mülkiyet üzere, Kamer oğlu İsmail Seven adına tespitlerinin yapıldığı, itiraz edilmekle “Erzincan Kadastro Müdürlüğü, Kadastro Komisyonu"nun” 24.4.1986 tarih, 1986/55 Karar sayılı kararıyla dava konusu parseller ve dava dışı öteki parsellerin tespitlerine yapılan itirazların yerinde görülmediğinden reddine, bu parsellerin tapulama tespitleri gibi tapu kütüğüne tesciline karar verildiği , söz konusu karara karşı süresi içerisinde tapulama (kadastro) mahkemesine dava açılmadığından 30.05.1986 tarihinde kesinleştirildikleri anlaşılmıştır. Tercan Noterliği"nde düzenlenen 02.05.1984 tarih, 01348 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin onaylı sureti ile 02.05.1984 tarihli 2 ve 3 sıra nolu 30/200’er payın Kamer oğlu İsmail Seven tarafından iktisap sebebinde yazılı ve az yukarıda açıklanan nedenlerle belirtilerek satışından Hasan oğlu H.. S.. adına tapu kayıtlarının oluşturulduğu belirlenmiştir. Çap kayıtları getirilmiştir. 853 ve 905 parsel sayılı taşınmazların 29.09.2011 tarihinde tapuda yapılan satışla Ruşen oğlu U.. S.. adına tescil edildikleri anlaşılmıştır.
    Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, mahkemenin az yukarıda açıkladığı üzere, kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren tespit öncesi nedene dayalı olarak 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilip geçirilmediğinde toplanmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, tespit öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 ve geçici 4. maddesindeki 10 ve 1 yıllık süreler geçirildiği taktirde davanın esası incelenmeden hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilecektir. Ancak, tespit sonrası nedenlere dayalı iptal ve tescil davalarında ise belirtilen şekilde hak düşürücü süreden söz etmek ve davayı o nedenle reddetmek mümkün değildir.
    Somut olaya gelince; davaya konu parsellerin tapulama tespitleri: 22.09.1980 ve 24.09.1980 tarihlerinde yapılmıştır. Davacının tutunmuş olduğu noterlikte düzenlenen düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve aynı gün tapu memuru huzurunda yapılan iktisap sebeplerinde yazılı açıklamalar dikkate alınarak 02.05.1984 tarihinde satışının yapıldığı tartışmasızdır. Tapulama tutanaklara vaki itiraz nedeniyle kesinleşme tarihleri 30.05.1986’dır. Bu durumda, davacı, tespit öncesi nedene değil, tespit sonrası satış vaadi sözleşmesi ve tapu kayıtlarına dayanarak iptal ve tescil istemiştir. Öyle ise, yukarıda açıklanan yasa maddesi ve temel kural gereğince davanın hak düşürücü süreden reddi isabetsizdir. Bu aşamada, çap iktisap eden davalının iyi niyeti ve kötü niyeti araştırılmamıştır.
    Hal böyle olunca; öncelikle, davacının tutunduğu noter satış vaadi ve tapu kayıtları ile varsa öteki yazılı ve taktiri delilleri, varsa davalı tarafın yazılı ve taktiri delillerinin toplanıp bir kül halinde değerlendirildikten sonra hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; yazılı olduğu üzere ve yukarıda belirtilen yasa maddesi ve temel kurala aykırı bir biçimde ret kararı verilmesi isabetsizdir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerindedir. Kabulüyle sair hususlar şimdilik incelenmeksizin yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi