11. Hukuk Dairesi 2013/10564 E. , 2014/795 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KÜTAHYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2011/236-2013/69
Taraflar arasında görülen davada Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.02.2013 tarih ve 2011/236-2013/69 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Meltem Akdeniz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili şirketin ortağı olan davalının 17.06.2003 tarihli hisse devri sözleşmesi ile şirketteki hisselerin tamamını diğer davacıya devrettiğini, davalının şirkete ortak olduğu dönemde davacı şirkette çalışan dava dışı işçinin şirket aleyhine Kütahya İş Mahkemesi"nin 2006/1546 E., 2006/1420 K. sayılı dava dosyasında açtığı davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, akabinde SGK tarafından müvekkili şirket aleyhine F. D."ın tespit edilen çalışmalarının SGK"ya bildirilmemiş olmasından dolayı prim ve gecikme zammı tahakkuk ettirildiğini ve müvekkili şirketin kuruma 20.026,92 TL ödeme zorunda kaldığını, hisse devri sözleşmesi ile devir tarihine kadar olan tüm hukuki mali ve cezai sorumlulukların devredenin şahsına ait olduğunun kabul edildiğini, dava dışı işçi tarafından açılan dava nedeniyle müvekkili şirket tarafından ödenen prim ve sair alacaklar nedeniyle ödenen miktardan davalının hisesine düşen miktarın ödenmesi konusunda davalıya çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000 TL"nin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayandırıldığını, BK"nın 66. maddesi gereğince bu tür davaların 1 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, ödeme tarihinin 31.07.2007 tarihi olduğundan talebin zaman aşımına uğradığını, davacı şirketin aktif dava ehliyetinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacının şirket temsilciliği yaptığı dönemde şirketin uğramış olduğu zarar davacı şirket tarafından ödenmiş olup diğer davacı E.. P.."in herhangi bir ödemesi olmayıp bu nedenle davacı E.. P.."in aktif dava açma ehliyeti olmadığından bu davacı yönünden davanın reddine, diğer davacı yönünden ise, bilirkişi raporuna göre davacının, dava dışı işçinin açtığı dava nedeniyle ödediği miktardan, davalının hissesine isabet eden miktarın 12.147,54 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.000 TL"nin faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalının ortak olduğu dönemde davacı şirkette çalışan dava dışı işçinin, davacı şirket tarafından ödenen SSK primlerinin ve bu primlerin geç ödenmesi nedeniyle ödenen gecikme zammının, davacı şirketin eski ortağı olan davalıdan hissesi oranında tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece eski ortak olan davalının hissesi oranında SSK prim ve gecikme zammından sorumlu olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, davacı şirket limited şirket olup, sermaye şirketidir ve şirket borçlarından ortakların sorumluluğu bulunmamaktadır. Davacı şirkette çalışan işçinin SSK primlerini ödemek davacı şirketin borcudur, davacı şirketin bu borç nedeniyle eski ortak olan davalıya başvurma hakkı yoktur. Bu durumda, mahkemece, davacı şirketin borcu olan, işçi prim ve fer"ilerinin, davalı ortağından tahsili için açtığı işbu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığı nazara alınarak bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte yazılı nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.