19. Ceza Dairesi 2019/5341 E. , 2019/7819 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Davanın Reddi, Beraat, Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
I)Sanık ... hakkında 5607 sayılı Kanun"a muhalefetten kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın suça konu eylemi diğer sanıklarla birlikte gerçekleştirdiği anlaşılmasına karşın, 5607 sayılı Kanun"un 4/2. maddesi uyarınca cezada arttırım yapılmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
1)Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
2)Dosya kapsamından suça konu gümrük kaçağı eşyaların bandrolsüz olduğuna ilişkin tereddüt bulunmadığının anlaşılması karşısında; suçun sübutu ve nitelendirilmesi açısından etkisi olmadığı halde keşif yapılarak, sanıklara sebep olmadığı keşif giderinin yükletilmesi,
3)Açılan davanın niteliğine göre, suçtan zarar görmeyen ve davaya katılma hakkı olmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca hükümden TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılıp, yerine ""24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına," ibaresinin yazılması, hükümden yargılama giderine ilişkin bölümünden "keşif mahkeme heyeti yolluğu 63 TL, keşif bilirkişi masrafı 150 TL," ve "olmak üzere toplam 285,20 TL" ibarelerinin ve TAPDK"a vekalet ücretine hükmedilen fıkranın hükümlerden çıkartılması suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün, tebliğnameye uygun olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Aynı eyleme yönelik Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/534 Esas sayılı dosyasından açılan kamu davası ile temyize konu Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/460 Esas sayılı dosyasının 2013/534 Esas sayılı dosyadan verilen 15/01/2014 tarihli hüküm ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında aynı eyleme yönelik iki ayrı hüküm kurulması suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması,
III)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık ..."ın 05/11/2013 tarihinde Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğünde alınan ifadesinde "...Ben bu olayda ve önceki olaylarda kendisini Gürcü olarak bildiğim şahıstan temin ettiğim kaçak sigaraları gerçekte ... isimli şahıstan temin ettim. Bu olayda yakalattığım kaçak sigaraları da ... isimli şahıstan ... aracılığı ile temin etmiştim. Benim bildiğim kadarıyla ... isimli şahıs bana ve benim gibi başka şahıslara verdiği sigaraları Batum"dan gelen otobüslerden temin edip toparladıktan sonra bana ve benim gibilerine vermektedir.." şeklinde ikrarda bulunduğunun ve mahkeme kararına binaen haklarında teknik araçla izleme ve görüntü ile ses kaydı alınmasına karar verilen sanıkların dosya kapsamında yer alan konuşmalarından suç tarihinden önce ve suç tarihinde birbirleriyle irtibatta olduklarının, sanık ..."ın, diğer sanıklar ..., ... ve ..."e gümrük kaçağı sigaraların akibetine yönelik bilgi verdiğinin anlaşılması karşısında, sanıkların üzerine atılı suçtan mahkumiyetleri yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraatlerine hükmedilmesi,
IV)Sanık ... hakkında 5607 sayılı Kanun"a muhalefetten kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık hakkında 20/04/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/432 Esas ve 2014/191 Karar sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 02.05.2019 tarihinde bozulmasına karar verilmesi,
Yine sanık hakkında 24/06/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/477 Esas ve 2015/257 Karar sayılı hükme ilişkin dosyanın incelenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/330131 tebliğname numarasında kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosyalar getirtilip incelenerek mümkün olanların birleştirilmesi, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
Kanuna aykırı ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin, tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.