10. Ceza Dairesi 2012/28521 E. , 2014/5252 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ANKARA 5. Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : a) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
b) Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm-Karar : 1- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri (Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan)
2- Mahkûmiyet (Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan)
b) "Uyuşturucu madde ticareti yapma suçu" yönünden: Onama
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) "Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan verilen karara yönelik kanun yolu talebinin incelenmesi:
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, oybirliğiyle;
B) "Uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan verilen hükmün incelenmesi:
Adli sicil kaydında yer alan ve tekerrür oluşturan Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 2010/458 esas ve 2011/159 karar sayılı ilamı ile verilen ertelenmiş 10 ay hapis cezasına ilişkin mahkûmiyeti nedeniyle, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin 6 ve 7. fıkralarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- TCK’nın 53. maddesinin (3) fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu dışındakiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden böyle bir ayrım yapılmaksızın tüm kişiler açısından koşullu salıverme tarihine kadar sürmesine karar verilmesi,
2- Ankara Adlî Tıp Grup Başkanlığı"nca suç konusu esrardan alınan tanık numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1- TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili 8. paragrafın metinden çıkarılması ve yerine "Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına" ibaresinin yazılması,
2- Hüküm fıkrasının 16. paragrafında yer alan “hint keneviri bitki kırıntısının” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Ankara Adlî Tıp Grup Başkanlığı"nca suç konusu esrardan alınan tanık numunenin” ibaresinin eklenmesi
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Başkan Vekili ..."nın hükmün tekerrür yönünden bozulması gerektiğine ilişkin karşı oyu ve oyçokluğuyla,
08.07.2014 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 17.04.2007 tarih ve 2007/71-98 sayılı kararına yazdığım karşı oy gerekçemde belirttiğim nedenlerle;
Tekerrür, 5237 sayılı TCK’nın birinci kitabının, üçüncü kısmının, ikinci bölümünde yer alan “güvenlik tedbirleri” başlığı altındaki 58. maddesinde düzenlenmiş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise bir “infaz rejimi” olduğu belirtilmiştir.
Cezayı etkileyen bir neden olarak kabul edilmediğinden, gerek 1412 sayılı CMUK’nın halen yürürlükte olan 326. maddesinin son fıkrasında, gerekse 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin (4) numaralı fıkrasında öngörülen “hükmün sanık lehine temyizi üzerine bozulmasından sonra yeniden verilen hükmün, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz” biçimindeki kuralın kapsamı dışında kalmaktadır. Başka bir anlatımla, 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 6. ve 7. fıkralarının uygulanmaması ya da uygulanması ile ilgili hata yapılması durumunda, temyizin sanık lehine olup olmadığına bakılmaksızın hükmün bozulması gerekir.
Somut olayda, tekerrür oluşturan hapis cezasına ilişkin mahkûmiyeti nedeniyle sanık hakkında tekerrürle ilgili TCK’nın 58. maddesinin 6. ve 7. fıkralarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır. Bu durum kazanılmış hak kapsamı dışında kaldığından hükmün bozulması gerekir. Hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 08.07.2014