
Esas No: 2014/15127
Karar No: 2016/3071
Karar Tarihi: 15.03.2016
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/15127 Esas 2016/3071 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden paydaşı olduğu 88 parsel sayılı taşınmazda kullandığı alanın bir kısmına davalılar tarafından çit çekilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur.
Davalı ..., savunma getirmemiş, diğer davalılar, davacının taşınmazda çekişmesiz olarak kullandığı yer bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının taşınmazda çekişmesiz olarak kullandığı alan olmakla birlikte, davalıların sonradan taşınmazın müşterek olarak kullanılan bölümünün bir kısmının etrafını çitle çevirmeleri nedeniyle davacının bu kısım üzerindeki hakkına müdahale ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 88 parsel sayılı taşınmazın davanın tarafları adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, taşınmazda taraflar arasında fiili kullanma biçiminin oluştuğu, bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen kısmın davacı, B ve C harfleri ile gösterilen kısımların ise davalılar tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
Somut olayda; taşınmazda dava konusu edilen tel çit konusunda taraflar arasında kabul edilen bir kullanım biçimine rastlanmamıştır.
Hâl böyle olunca, taraflardan sorularak tel çit ile ilgili kısım bakımından kullanım şekli oluşup oluşmadığının tespit edilmesi, kullanım şekli oluşmuş ise yukarıda açıklandığı şekilde ahde vefa kuralı da gözetilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.