8. Hukuk Dairesi 2017/8223 E. , 2019/588 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tanımanın İptali
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, da...ın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Mahkemece 06/05/2016 tarihli ek karar ile süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu defa ek karar davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı ..."ın evlilik dışı ilişkisinden 19.11.2011 doğumlu küçük ..."ın dünyaya geldiğini, davalı ..."nun çocuğun davacıdan olduğunu beyan etmesi üzerine davacının küçüğü 27.03.2012 tarih ve 1 numaralı tanıma senedi ile tanıdığını, ancak davalı ..."nun zaman zaman küçüğün babasının başkası olduğu yönünde beyanlarının da olduğunu, davacının küçüğün babası olup olmadığından emin olmadığını ileri sürerek müvekkili ile küçük ... arasındaki soybağının kaldırılmasını istemiş, da...ın kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, süresinde yapılmadığından bahisle 06.05.2016 tarihli ek karar ile Mahkemece temyiz talebinin reddine karar verilmiş, sözkonusu ek karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa"nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Somut olayda, dava dilekçesi, dava sürecinde çıkarılan sair tebligat evrakı ve nihayet gerekçeli karar davalı ..."ın bilinen son adresine tebliğe çıkartılmadan ve gerekli adres araştırmaları yapılmadan, doğrudan MERNİS adresi şerhiyle davalının MERNİS adresine tebligat yapılmış olması nedeniyle gerekçeli kararın davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Buna göre davalı ... vekilinin temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek, temyiz isteğinin kabulü ile davalı vekilinin temyiz isteminin reddine dair ... Aile Mahkemesinin 06.05.2016 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilip, temyiz incelemesine geçildi:
1.HMK uyarınca, olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı ile davalı ..."nun arasında evlilik bağı bulunmadığı, 19.11.2011 doğumlu ..."ın 27.03.2012 tarihli tanıma senedi ile nüfusa kaydedildiği anlaşıldığına göre, dava 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 297 ve devamı maddelerinde düzenlenen baba tarafından çocuk ve anne aleyhine açılan tanımanın iptali davasıdır. Buna göre, da...ın tanımanın iptali davası olarak incelenip karara bağlanması gerekirken, soybağının reddi davası olarak vasıflandırılmak suretiyle yargılama yapılması,
2. Türk Medeni Kanunu"nun 426/2. maddesi gereğince bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa ilgilinin isteği veya re"sen küçüğe veya kısıtlıya vesayet makamınca kayyım atanır. Yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün menfaati dava nedeniyle çatıştığına göre; çocuğu davada temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak üzere kayyım tayin edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 21.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.