11. Hukuk Dairesi 2015/12202 E. , 2016/9661 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/06/2015 tarih ve 2013/709-2015/503 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 23.09.1965 tarihinde davalı şirketin ise 20.01.2010 tarihinde kurulduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirketin iştigal konusunun aynı olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete ait "Yapı Merkezi" unvanını kullanarak haksız rekabet yarattığını, ticaret unvanına tecavüzün sonlandırılması ve ticaret sicil kayıtlarından terkin edilmesi yönünde 14.01.2013 tarihli ihtarın tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir girişimde bulunulmadığını, her iki şirketin ticaret unvanlarındaki vurgu kelimesi olan "Yapı Merkezi" kelimesinin aynı olmasının ihtilafa uygulanması gerekli 6102 sayılı TTK"nın 50. maddesi ve devamı maddelerine aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirketin müşteri ilişkilerinde, şirket logosunda, reklamlarında ve ticari faaliyeti kapsayan diğer yerlerde müvekkiline ait ticaret unvanını kullanmak suretiyle haksız ve yasaya aykırı şekilde davranmasının karışıklıklara neden olduğunu iddia ederek davalı şirketin müvekkili şirkete ait ticaret unvanına yapmış olduğu tecavüzün önlenmesine, davalı şirketin unvanındaki tecavüze konu ibarenin kullanılmasının önlenilmesine, ticaret sicil kayıtlarından terkinine, hükmün ilanına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili, davacının ticaret merkezinin İstanbul, müvekkili şirketin ticaret merkezinin ise .... olduğunu, davacı şirketin anonim şirket, müvekkilinin ise limited şirketi olduğunu, unvanının birbirinden farklı olduğunu davalı şirketçe davacı şirkete zarar vermesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, herhangi bir maddi ve manevi zarara uğradığından söz edilemeyeceğini, davacının haksız ve Türk Medeni Kanunun 2. maddesine göre iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 6102 sayılı TTK"nın 50. maddesinde "usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir" hükmü yer almakta olup, davacı şirket davalı şirketten önce ticaret unvanını tescil ettirmiş olduğu ve halen de kullandığı, taraf ticaret unvanları "Yapı Merkezi" esas unsurundan teşekkül etmekte olduğu, diğer ek unsurların TTK Kanunu hükümleri gereğince zorunlu olarak kullanıldığı, taraf ticaret unvanların aynı yada ayırt edilmeyecek şekilde benzer olduğu, 6102 sayılı TTK"nın 45. maddesinde; "Bir ticaret unvanına Türkiye"nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil
edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır." hükmü yer almakta olup, daha sonra ticaret siciline kayıt edilen davalı şirketin bu hükme göre davacı unvanından ayırt edilmesi için gerekli ekler yapmadığı, taraf şirket merkezleri farklı olsa da yasadaki koruma kapsamı şirket merkezi ile sınırlı olmayıp, Türkiye genelinde koruma sağladığından şirket merkezlerinin farklı olmasının ticaret unvanına tecavüzü ortadan kaldırmadığı, şirketlerin faaliyet alanlarının farklı olması ticaret unvanına tecavüzün değerlendirilmesi için bir ölçüt olmayıp taraflara ait sicil özetleri incelendiğinde de her iki şirketin faaliyet konusunun aynı olduğu anlaşılmakla 6102 sayılı TTK"nın 52. hükmü de göz önünde bulundurulduğunda davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle davalının ticaret unvanını kullanmasının önlenmesine ve ticaret sicil kayıtlarından terkinine, hüküm özetinin giderleri davalıya ait olmak üzere gazete ile yayınlanmasına karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.