Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2754
Karar No: 2020/1814
Karar Tarihi: 26.02.2020

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2754 Esas 2020/1814 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Mahkeme, sanığın resmi belgede sahtecilik suçu işlediğini kabul ederek mahkumiyet kararı verdi. Ancak, sanığın savunmasının doğruluğunun ve suç tarihinin tespiti için eksik araştırma yapıldığı ve bu nedenle hükmün bozulması gerektiği sonucuna varıldı. Kararda belirtilen kanun maddeleri şöyle: Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi         2018/2754 E.  ,  2020/1814 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında açıklandığı ve Dairemizin benzer birçok kararında vurgulandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçlarında kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmelidir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura herhangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, daha önce münferiden imza yetkilisi olduğu ... Gıda ve İhtiyaç Maddeleri San. Paz. ve Tic. Anonim Şirketi"nin 20.03.2008 tarihli genel kurul toplantısına göre çekler üzerinde müşterek çift imzaya dayalı olarak imza yetkisi düzenlenmesinin getirildiği, dolayısıyla alış veriş karşılığı verilen çekin geçerlilik kazanması için bu şekilde imzalanmış olması gerekmesine rağmen 22.05.2008 tarihli çek üzerindeki imzanın sanık ..."in imzası olmadığı gibi kimlere ait olduğunun tespit edilemediği, suç tarihleri itibarıyla şirketin tüm işlemlerinin sanık ... tarafından yürütüldüğünün ve 22.05.2008 tarihli çekin yapılan bir alışveriş nedeniyle katılan şirkete verilmiş olması durumu dikkate alındığında, sanığın sahte çeki bir şekilde düzenleyerek

    katılan şirkete vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda, sanığın suça konu çeklerin, şirketi tek imza ile temsile yetkili olduğu dönemde düzenlendiği, çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, ancak bir çekteki imzanın vekaletname ile yetkilendirdiği ..."a ait olduğunu, diğer çek imzasının kime ait olduğunu bilmediğini, Makbule dışında bir çok kişiye vekaletname verdiklerini, çekin şirketlerine ait olup, borcun kendilerine ait olduğunu savunarak suçlamaları kabul etmemesi karşısında, sanığın savunmalarının doğruluğunun ve suç tarihinin tespiti ile gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi bakımından; sanığın yetkilisi olduğu şirket tarafından kimlere yetki verildiğinin araştırılıp, katılana bu şekilde verilip ödenmiş çekler bulunup bulunmadığının, banka kayıtlarından araştırılması, hangi tarihte katılan şirkete verildiğinin katılan şirket yetkililerinden sorulmasından ve elde edilen tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulması,
    2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın
    Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı
    iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi