Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3095
Karar No: 2016/9803
Karar Tarihi: 26.12.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/3095 Esas 2016/9803 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/3095 E.  ,  2016/9803 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/04/2015 tarih ve 2014/655-2015/333 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı şirket kayyımı, davalıların yönetim kurulu üyesi oldukları şirketin 30/01/2007 günü yapılan 2004 ve 2005 yılları olağanüstü genel kurul toplantısında şirket sermayesinin %11’ini temsil eden ... ve ... tarafından yönetim kurulu üyelerine dava açılmasının istenildiğini, TTK’nın 341. m. uyarınca açılması gereken davanın denetçiler tarafından süresi içinde açılmaması üzerine, azlık istemine dayalı olarak ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/125 E. sayılı dosyasında açtığı dava sonucu şirkete kayyım olarak atandığını, davalı yönetim kurulunun eylemleri gerekçe gösterilerek değişik tarihlerde genel kurul kararlarının iptali için davalar açıldığını, bu davaların şirket aleyhine sonuçlandığını, hatta bir kısmının kesinleştiğini ayrıca, yapılan incelemelerde davalıların davacı şirket dışında ortağı oldukları başka şirketlerde davacı şirket konusuyla aynı konuda faaliyete bulunarak şirketi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, davalıların yaptıkları usulsüzlüklerin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL"nin davalılardan tahsili ile şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davacı iddialarının dayanaksız olduğunu ve TTK’nın 336. m. belirtilen yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk nedenleri kapsamına girmeyeceğini, şirket ana sözleşmesinde aynı alanda faaliyet gösteren başka şirketlere ortak veya yönetici olmayı engelleyen bir düzenlemenin bulunmadığını, şirket genel kurullarında şirket ortaklarına aynı alanda faaliyette bulunulması için izin verildiğini, bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin aynı alanda faaliyet gösteren başka şirketlere ortak olmalarının bir usulsüzlük olmayıp, müvekkillerinin sorumluluğunu gerektiren bir durum olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça, davalıların, usulüne ve yasaya uygun olarak genel kurul yapmamak, ortaklara kar dağıtımı yapmamak, şirketi kötü yönetmek ve şirketle muamele ve rekabet yasağına aykırı eylemlerde bulunmak suretiyle şirketi zarara uğrattıklarından bahisle işbu dava açılmış ise de, şirket aleyhine açılan genel kurul karar iptali ve işçilik hakları ile ilgili davalar nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulmasını gerektirecek koşulların bulunmadığı, şirket karlarıyla ilgili olarak da, elde edilen karların birikimli olarak özkaynaklar hesabı altında geçmiş yıllar karında toplanmış olduğu, bu yönden de şirketin zarara uğratılmasının söz konusu olmadığı, muamele ve rekabet yasağı ile ilgili olarak, davalı ...."nun bir başka şirkette aynı anda yönetim kurulu üyesi ya da ortak olmadığı, kendi adına aynı konuda ticari işletme işlettiğinin de kanıtlanmadığı, diğer davalılar ..., ... ve ..."in ise, şirketle muamele yasağı ve rekabet yasağı kurallarını ihlal ettiklerinin anlaşıldığı, her ne kadar bilirkişi kurulu raporunda bu aykırılık nedeniyle şirketin zarar gördüğünün ispatlanamadığı, tazminat isteme koşullarının oluşmadığı belirtilmiş ise de, muamele ve rekabet yasağı nedeniyle şirketin zarar görmesi, kar kaybına uğramasının halin icabına ve hayatın olağan akışına uygun olduğu, böyle bir fiili karinenin varlığı karşısında karinenin aksinin karşı yanca ispatı gerektiği, karşı yanca şirketin zarara uğramadığının ispat edilemediği, bu davalıların muamele ve rekabet yasağına aykırı davranmak suretiyle şirketi zarara uğrattıkları ve söz konusu zararından sorumlu olduklarının kabul edildiği, uğranılan zararın tam olarak ispat edilememesi durumunda BK"nın 50. m. uyarınca hakimin, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyeceğinden somut uyuşmazlık itibariyle olayların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemler itibariyle davacının uğradığı zararın 7.500,00 TL olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle, davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulü ile, davalıların muamele ve rekabet yasağı kurallarını ihlal etmeleri nedeniyle 7.500,00 TL"nin davalılardan tahsili ile davacı şirkete ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar ..., ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davalı yönetim kurulu üyelerinin eylemleri ile şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
    Ancak, 6762 sayılı TTK"nın 334/1. maddesinde ""İdare meclisi azalarından biri umumi heyetten izin almadan kendi veya başkası namına bizzat veya dolayısiyle şirketle şirket konusuna giren bir ticari muamele yapamaz. Aksi takdirde şirket yapılan muamelelerin batıl olduğunu iddia edebilir. Aynı hak diğer taraf için mevcut değildir."", aynı Yasa"nın 335/1. maddesinde de ""İdare Meclisi azalarından biri umumi heyetin müsaadesini almaksızın şirketin konusuna giren ticari muamele nevinden bir muameleyi kendi veya başkası hesabına yapamıyacağı gibi, aynı nevi ticari muamelelerle meşgul bir şirkete mesuliyeti tahdidedilmemiş olan ortak sıfatiyle de giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan idare meclisi azasından şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan muameleyi şirket namına yapılmış addetmekte ve üçüncü şahıslar hesabına akdolunan mukavelelerden doğan menfaatlerin şirkete aidiyetini talep etmekte, serbesttir."" hükmü düzenlenmiştir.
    Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca, davacı tarafça davalıların 6762 sayılı TTK’nın 334 ve 335. maddelerine aykırı davrandıkları iddiası ile şirkete verdikleri zararın tazmininin istendiği, davacı tarafça, davalıların anılan yasal düzenlemelere aykırı olarak davacı şirket aleyhine, dava dışı diğer şirket lehine işlemler yaptıkları, şirketler arasında yapılacak karşılaştırmalı incelemede, bu durumun açıkça görüleceğinin iddia ve ileri sürülmesi karşısında, mahkemece şirketlerin karşılaştırmalı incelemesi için bilirkişi heyetinden kök ve ek raporlar alınmış, anılan raporlarda davacı şirket ile dava dışı şirketin mukayeseli incelenmesi neticesinde, davalıların TTK’nın 334 ve 335. maddelerine aykırı davranışları ile davacı şirketin zarar gördüğünün ispatlanamadığı ve bu itibarla tazminat talebinde bulunabilmek için gerekli koşulların oluşmadığının bildirilmesi karşısında, mahkemece muamele ve rekabet yasağı nedeniyle şirketin zarar görmesi, kar kaybına uğramasının halin icabına ve hayatın olağan akışına uygun olduğu, böyle bir fiili karinenin varlığı halinde aksinin karşı yanca ispatı gerektiği, karşı yanca şirketin zarara uğramadığının ispat edilemediği, davalıların TTK’nın 334. ve 335. maddelerine aykırı davranarak şirketi zarara uğrattıkları ve bu nedenle söz konusu zarardan sorumlu oldukları gerekçesi ile yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mümeyyiz davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi