Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2591
Karar No: 2020/1517
Karar Tarihi: 09.07.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2591 Esas 2020/1517 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2591 Esas
KARAR NO : 2020/1517
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/05/2019
NUMARASI : 2018/1527 Esas, 2019/596 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1985 yılında gemi tedarikçisi olarak ticari yaşamına başladığını, son yıllarda ülkede yaşanan terör olayları, uluslararası para piyasalarında yaşanan olumsuzluklar ve son olarak da döviz kurlarındaki olağan üstü artışlar nedeni ile yükselen finansman maliyetlerinin müvekkilin karlılığını olumsuz etkilendiğini, nakit akışındaki dengesizlik sebebiyle şirketin nakit akışında bozulmalar meydana geldiğini, dövizde meydana gelen ciddi çalkantılar nedeniyle maliyetlerin arttğını belirterek müvekkili şirket hakkında geçici ve kesin mühlet kararı verilmesini, akabinde de konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, ön projede, şirket borçları için taşınmazlarını rehin veren 3. kişilerin, taşınmazlarını borca karşılık bankaya devrinin, sermaye artırımı olarak gösterildiği, taşınmazların devri ile alacaklı bankanın borcu ödenecekse de, şirketin aynı tutarda 3. kişilere borçlu olacağı ve 3. kişilerin şirketi ibra etmediği, belirtilen bu kaynağın soyut kaldığı, şirketin faaliyet karı ile de yaklaşık 18.000.000,00 TL borcun projede belirtilen vadede ödenmesinin mümkün olmayacağı, konkordato kaynaklarının somut ve net olarak gösterilmesi gerektiği, ihtimale dayalı soyut ön projeye göre olumlu kanaat bildiren komiser heyeti raporunun yeterli olmadığı, inandırıcı olmayan, iyi hazırlanmamış ve soyut çözüm önerileri ile kesin mühlet verilemeyeceği gerekçesi ile geçici mühletin kaldırılarak davacının kesin mühlet ve konkordato talebinin reddine, şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davacı şirketin konkordato projesinde hedeflendiği gibi hızlı bir gelişim gösterdiğini, şirketin brüt satış karlılığının 2018 Aralık ayı sonundan 2019 Mart ayı sonuna %28'den %53'e yükseldiğini, revize projede hedeflenen satış ve karlılık oranlarına ulaşıldığını, alacaklıların büyük kısmının şirkete kesin mühlet verilmesine muvafakat ettiğini ve buna ilişkin belgeleri sunduklarını, 31.03.2019 tarihi itibari ile müvekkili şirketin 18.779.613,03 TL borcu olup, borcun %53'ü gibi büyük bir kısmının ... Bankası'na olduğunu, anılan bankanın alacağı için taşınmazlarını ipotek eden 3. kişilerin müvekkil şirketin de sahipleri olup, şirketin borcu karşılığında taşınmazlarını alacaklı bankaya devredeceklerini ve müvekkil şirketten alacaklı olmayacaklarına dair taahhütname sunduklarını, komiser heyetinin, projeye dahil edilen 3. kişilere ait taşınmazların satışı ile elde edilecek olan 10.710.000,00 TL'nin sermayeye eklenmesi ve şirketin 10.390.035,38 TL alacağını tahsil etmesinin, borçların ödenmesi için önemli kaynak olduğunu beyan ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.Mahkemece davacı şirketin kesin mühlet ve konkordato talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.Konkordato talepleri ile ilgili 2004 sayılı İİK'nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada iflasa tabi olan borçlu için, İİK'nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezindeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesinde konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, mahkemece İİK'nın 286 maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek davacı şirket lehine 03/01/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği ve geçici komiser atandığı, bilahare geçici mühletin 2 ay daha uzatıldığı, geçici komiserin geçici mühlet içerisinde ara ve nihai raporlarını sunduğu, 22/05/2019 tarihli duruşmada borçlunun kesin mühlet talebinin reddine karar verilerek geçici mühletin kaldırıldığı görülmektedir.Geçici komiser 14/05/2019 tarihli nihai raporunda; davacı şirketin borca batık olmadığı, şirketin 31/03/2019 tarihi itibarıyla 18.779.613,03 TL borcu bulunduğu, borcun 497.173,27 TL'sinin işçi alacakları, 292.442,03 TL'sinin kamu alacağı olduğu, son üç yılda faaliyet karı elde edemeyen şirketin 2019 yılı Mart ayı itibarıyla faaliyet karı elde ettiği, şirketin ... Bankası'na olan borcunun 9.897.378,06 TL olduğu, bu borç için taşınmazlarında ipotek tesis eden 3 kişilerin taşınmazlarını vefa hakkı ile bankaya devredecekleri, bu nedenle 10.710.000,00 TL alacaklı hale gelen 3 kişilerin alacaklarını sermayeye ekleyecekleri, bunun yanında şirketin konkordato kaynağı olarak gösterilen 10.390.035,38 TL alacağın tahsili ile şirket borcunun çok üzerinde kaynağa ulaşıldığı, borçlunun mali durumunun düzelme ihtimali bakımından olumlu gelişmeler olduğu, teklif edilen tutarın gösterilen ile rakamsal olarak uyumlu olduğu belirtilmiştir.Konkordato talep eden borçlu, ön projede, faaliyetine devam etmek ve konkordatoyu başarılı kılmak için gerekli mali kaynağı nasıl sağlayacağını mutlaka açıklamalıdır. Bu çerçevede, ön projede, özellikle, konkordato mühleti içinde işletme sermayesinin nasıl sağlanacağı açık ve net bir şekilde gösterilmelidir. Öte yandan, alacaklılara ödeme yapılabilmesi için gerekli mali kaynağın nasıl elde edileceği açıklanmalıdır; bu çerçevede, ortakların yeni sermaye getirmeleri veya sermayeyi karşılıksız tamamlamaları, kişisel malvarlıklarını paraya çevirerek şirkete getirmeleri, sermaye artırımı yaparak yeni ortak almaları, -güç olmakla birlikte- işletmenin bir bankadan kredi bulması gibi yöntemler ilk akla gelenlerdir (Yen Konkordato Hukuku, Öztek.., sh.185)İİK 289. maddesinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği düzenlenmiştir. Borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali "konkordatonun başarı şansı" kavramı altında ifade edilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). Diğer taraftan iyileşme kavramı, borçlunun alacaklılara tam ve zamanında ödeme yapabilecek şekilde ödeme gücünü kazanması şeklinde anlaşılabilir ise de, İİK'nın 291. madde çerçevesinde özellikle açıklanmamış ve konu kazai ictihatlara bırakılmıştır.Somut olayda, davacı şirketin borç ödeme kaynakları olarak sermaye artırımı ve ticari faaliyetlerden elde edilen gelirlerin gösterildiği, ... Bankası'na olan 9.897.378,06 TL borç için şirket lehine taşınmazlarını ipotek eden 3 kişilerin, borç karşılığında taşınmazlarını alacaklı bankaya vefa hakkı ile devretmesini ve bu nedenle şirkette doğacak alacaklarını sermayeye eklenmesinin öngörüldüğü, ancak bu hususta 3. kişilerin, şirketten alacak talebinde bulunmayacaklarına dair dosyaya sunulan taahhütlerine rastlanmadığı, anılan kaynak ile ilgili somut bilgi ve belge bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle belirtilen kaynağın soyut kaldığına yönelik mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Diğer taraftan son üç yılda faaliyet karı elde edemeyen şirketin 2019 yılı Mart ayı itibarıyla faaliyet karı elde ettiği ve olumlu gelişme gösterdiği tespit edilmişse de, şirketin 2019 yılı ilk üç aylık döneminde de 261.242,68 TL zarar etmiştir, mevcut yapısı itibarıyla şirketin ticari faaliyetlerinden elde ettiği kar ile borçların ödenmesi mümkün değildir.Yine şirketin projesinde, konkordato kaynağı olarak ticari faaliyetler adı altında 10.710.000,00 TL meblağ öngörülmüş olup, bu miktarın 10.390.035,38 TL'sinin ticari ve diğer alacaklardır. Ancak tüm alacakların tahsili ile brçların tek başına ödenmesi mümkün olmadığı gibi, ticari hayatın riskleri ve bahsedilen alacakların tahsil kabiliyeti hususunda dosyaya yansıyan herhangi bir veri de bulunmadığı gözetildiğinde, konkordatonun başarı olasılığı bulunmamaktadır.Buna göre şirketin projesinde belirtlen kaynağın objektif verilere dayanmadığı gözetildiğinde mahkemece davacı şirket yönünden geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilmesi yerindedir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK' nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile 2004 sayılı İİK’nun 293/2. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/07/2020



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi