
Esas No: 2015/8323
Karar No: 2017/7486
Karar Tarihi: 31.10.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/8323 Esas 2017/7486 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile ... adına Av.... arasındaki dava hakkında verilen 09.02.2015 günlü ve 2014/646-2015/92 sayılı hükmün, temyizen incelenmesi ... avukatı tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1- Tefriken oluşturulmuş dosyadaki evrakların okunaklı olmaması nedeniyle, öncelikle davacı ... adına davalı kurumca düzenlenen/tebliğ edilen bir ödeme emri olup olmadığının davalı Kurumdan sorulması ile davaya konu edilen 2013/152460, 2013/168952 ve 2014/15365 Sayılı ödeme emirlerinin arka sayfalarını da içerir şekilde okunaklı ve onaylı birer suretleri ile davacıya tebliğine ilişkin belgelerin davalı Kurumdan temini ve Kurumca davacı hakkında yapılan diğer işlemlere dair belgelerin bu dosya arasına celbi sağlanmalıdır.
2- Tebligat Kanununun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebliğin selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler her hangi sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. 25.01.2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi Gazatede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümlerine göre, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gerektiği, bu kişilerin de bulunmaması halinde bu hususların tebliğ evrakına yazılarak tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.
Hukuk Genel Kurulu"nun 14.12.2011 tarih ve 2011/21-882 Esas, 2011/767 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunu"nun 13 üncü maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Bir kere, hükmi şahıslar namına kendilerine tebligat yapılabilecek salahiyetli mümessiller mutad iş saatlerinde işyerlerinde bulundukları ve o sırada evrakı bizzat alacak durumda oldukları takdirde memur ve müstahdemlere tebligat yapılamaz. Saniyen, memur veya müstahdemlere tebligat yapılabilecek hallerde de, önce kendisine tebligat yapılacak şahsın, şirketin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle muhatap hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen veya evrak müdürü gibi esasen bu işlerle tavzif edilmiş bir kimse olması gerekir. Böyle bir kimsenin bulunmaması halindedir ki (bu durum tebliğ mazbatasına dercedilmek suretiyle) o yerdeki diğer bir
./..
memur veya müstahdeme tebligat yapılabilir. Daha önce kendisine tebligat yapılması gereken kimselerin bulunmadıklarını veya tebligatı bizzat alamayacak durumda olduklarının ispatı bakımından mazbatada yer alacak kayıt bilhassa önemlidir
Dosyadan, gıyabi hükmün davalı Kurum avukatına tebliğ edilirken muhatabın o anda bulunmama nedeni yazılmadığı gibi nerede olduğuna ve evrakı almaya yetkili olup olmadığına dair herhangi bir ibarenin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, usulünce bir tebliğden bahsedilemeyeceğinden, davalı kurum avukatına yukarıda belirtilen esaslar dahilinde yöntemince gerekçeli kararın tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine 31.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.