Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/956
Karar No: 2019/5449
Karar Tarihi: 28.03.2019

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/956 Esas 2019/5449 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2019/956 E.  ,  2019/5449 K.

    "İçtihat Metni"

    Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-2, 43 (2 kez) ve 106/1-1. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün ve 1 yıl 3 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2017 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 25/01/2019 gün ve 94660652-105-06-16015-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/02/2019 gün ve 2019/11042 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre,
    1) ...Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 25/03/2011 tarihli rapor ile sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 32/1. maddesine göre ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesine dair Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/03/2014 tarihli ve 2014/217 esas, 2014/273 sayılı kararına nazaran hükümlü hakkında, Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/1649 esas dosyasındaki yargılamaya konu suçları işlerken 5237 sayılı Kanun’un 32. maddesinin (1) ve (2). fıkralarını da değerlendirecek şekilde işlediği bu suçların hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamayacağı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış olup olmadığı hususlarında Adlî Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan rapor aldırılması gerektiğinin gözetilmemesinde,
    2) Sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmesi karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesinde,
    isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-2, 43 (2 kez) ve 106/1-1. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün ve 1 yıl 3 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2017 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı kararının,... Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 25/03/2011 tarihli rapor ile sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 32/1. maddesine göre ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesine dair Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/03/2014 tarihli ve 2014/217 esas, 2014/273 sayılı kararına nazaran hükümlü hakkında, Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/1649 esas dosyasındaki yargılamaya konu suçları işlerken 5237 sayılı Kanun’un 32. maddesinin (1) ve (2). fıkralarını da değerlendirecek şekilde işlediği bu suçların hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamayacağı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış olup olmadığı hususlarında Adlî Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan rapor aldırılması gerektiğinin ve sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmesi karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesinde isabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Sanık hakkında TCK"nın 32. maddesi kapsamında rapor alınmadan hüküm kurulmasında ve tayin olunan cezalarda TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
    Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosyada;
    Sanık ... hakkında hakaret ve tehdit suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2017 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 125/1-2, 43, 106/1-1. cümle ve 43. maddeleri uyarınca sırasıyla 7 ay 15 gün ve 1 yıl 3 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, Ankara 17 . Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/1155 esas, 2014/254 sayılı kararına konu hükümlülük nedeniyle cezalarının aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, tarafların yokluğunda kurulan kararın, sanığın mahkemede bildirdiği adrese tebliğe çıkarıldığı ancak taşındığından bahisle iade edildiği, bu kez aynı adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğe çıkarılıp 08/12/2017 tarihinde anılan madde uyarınca tebliğ edildiği, gerekçeli kararın duruşmada sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmesine rağmen katılmak isteyip istemediği sorulmayan şikayetçi..."ye tebliğ edildiğine dair evrakın dosya içerisinde yer almadığı, hükümlerin 18/12/2017 tarihi itibariyle kesinleştirildiği, sanığın 19/02/2018 tarihinde sunduğu dilekçesinde cezasının yüzüne okunmadığını ve cezayı hak etmediğini belirttiği, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 19/02/2018 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı ek kararıyla sanığın istinaf talebinin reddine karar verildiği, istinaf talebinin reddine dair ek kararın sanığa tebliğine ilişkin belgenin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması, bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; gerekçeli kararın, sanık ..."nın mahkemede bildirdiği son adrese tebliğe çıkarılıp bila tebliğ iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca 08/12/2017 tarihinde tebliğ edilmesi, sanığın 19/02/2018 tarihinde sunduğu dilekçesinde, cezasının yüzüne okunmadığını ve cezayı hak etmediğini belirtmesi, Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/02/2018 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı ek kararıyla sanığın istinaf talebinin reddine karar verilmesi ve istinaf talebinin reddine dair anılan ek kararın sanığa tebliğine ilişkin belgenin dosya içerisinde yer almaması, yine duruşmada sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmesine rağmen katılmak isteyip istemediği sorulmayan şikayetçi..."ye gerekçeli kararın tebliğ edildiğine dair evrakın dosya içerisinde bulunmaması nedeniyle kesinleşmenin denetlenememesi, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında; sanığın istinaf talebinin reddine dair Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/02/2018 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı ek kararının sanığa, Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2017 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı gerekçeli kararının da duruşmada sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmesine rağmen katılmak isteyip istemediği sorulmayan şikayetçi ..."ye usulünce tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, bulunması halinde tebliğe ilişkin evrakların denetime elverişli biçimde dosyaya eklenmesi, bulunmaması halinde ise, taraflara yöntemince tebliği, istinaf kanun yoluna başvurulması durumunda gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması durumunda ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 25/01/2019 gün ve 94660652-105-06-16015-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/02/2019 gün ve 2019/11042 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesine konu hukuka aykırılıklar açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması gerekmektedir.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1)Ek kararın ve gerekçeli kararın, adı geçenlere yöntemince tebliğinin sağlanması gerektiğinden, Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2017 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı kararına yönelik, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN BU AŞAMADA REDDİNE,
    2)Dosyanın, sanık ..."nın istinaf talebinin reddine dair Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/02/2018 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı ek kararının sanığa, Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2017 tarihli ve 2016/1649 esas, 2017/1346 sayılı gerekçeli kararının da duruşmada sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmesine rağmen katılmak isteyip istemediği sorulmayan şikayetçi..."ye yöntemince tebliğ edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulması halinde gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 25/01/2019 gün ve 94660652-105-06-16015-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/02/2019 gün ve 2019/11042 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesine konu hukuka aykırılıklar açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması için, mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi