4. Ceza Dairesi 2019/1086 E. , 2019/5451 K.
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 600,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Kırklareli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2013/426 esas, 2014/252 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 30/01/2019 gün ve 94660652-105--14919-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/02/2019 gün ve 2019/12096 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığının 04/10/2013 tarihli ve 2013/3050 soruşturma, 2013/1863 esas, 2013/802 sayılı iddianamesi ile sanığın müşteki şüpheliler ... ve..."a yönelik gerçekleştirdiği zincirleme tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun"un 106/1-2. cümle maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına ve mahkemenin gerekçeli kararında ve kısa kararında sanık hakkında tehdit suçundan hüküm kurulduğunun belirtilmesine karşın, sanığın, sevk maddesinde yer almayan anılan Kanun"un 125/1-4. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilerek hükümde çelişki oluşturulmasında isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 600,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Kırklareli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2013/426 esas, 2014/252 sayılı kararının, sanık hakkında TCK"nın 106/1-2. cümle maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına ve mahkemenin gerekçeli kararında ve kısa kararında sanık hakkında tehdit suçundan hüküm kurulduğunun belirtilmesine karşın, sanığın, sevk maddesinde yer almayan anılan Kanun"un 125/1-4. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilerek hükümde çelişki oluşturulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit suçundan sanık ..."in, TCK"nın 125/1, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 600,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Kırklareli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2013/426 esas, 2014/252 sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nın 106. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişinin altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilerek tehdit suçunun temel şekli düzenlenmişken, anılan fıkranın ikinci cümlesinde malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit düzenlenmiş ve failin mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemeden hareketle hayat, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığı değerlerine yönelik tehdit dışında kalan bir ifadenin, sair tehdit olarak kabul edilebilmesi için açık bir kötülük bildirimi ve kastını içermesi veya oluşa göre tereddüde mahal vermeyecek şekilde bu yönde algılanması gerekmektedir. Bu nedenle, özellikle haksız bir fiil veya hukuksuz bir uygulamaya tepki olarak ortaya konulan ve yasal yollara başvuruyu da içinde barındırabilecek tarzda yorumlanabilecek ifadeler, sözlerin sarfedildiği doğal ortamın bütünlüğü içerisinde değerlendirildiğinde, tehdit suçunun oluşması için aranan uygunluk, elverişlilik, yeterlilik koşullarını içermeyecektir. Sair tehdit eyleminde hukuka aykırılık öğesinin oluşması bakımından olayda hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması da zorunludur.
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez. Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur. Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir. Tehdit suçunun şarta bağlanması durumunda mahkumiyet kararı verilebilmesi için sanığın iradesinin söz konusu şartın gerçekleşmesi hususunda etkili olması gerekir. Sanığın iradesinin söz konusu şartın gerçekleşmesi yönünde ne şekilde etkili olacağı tartışılıp açıklanmalı eğer sanığın şartın gerçekleşmesi için herhangi bir etkisinin olmayacağı açıksa suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmelidir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında 10/07/2013 tarihinde katılanlar... ve ..."ye karşı gerçekleştirdiği iddia olunan tehdit eylemi nedeniyle TCK"nın 106/1-2. cümle ve 43/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle 04/10/2013 tarihinde kamu davasının açıldığı, hazırlık aşamasında sanığın ve katılanların uzlaşmak istemedikleri, yargılama neticesinde Kırklareli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2013/426 esas, 2014/252 sayılı kararıyla dosya içeriğiyle uygun şekilde sanığın katılanlara "sizi yere sererim şimdi" dediğinin kabul edildiği ve zincirleme olarak tehdit suçundan 5237 sayılı TCK"nın 43/1 maddesi yollaması ile TCK"nın 125/1 ve 53. maddeleri gereğince taktiren 30 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, eylemini alenen işlediği kabul edilerek cezanın TCK"nın 125/4 maddesi gereğince 1/6 oranında artırılarak 37 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezada TCK"nın 62. maddesi uyarınca taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak 30 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan adli para cezasının TCK"nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20 Türk lirası üzerinden 600,00 Türk lirası adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, cezanın tür ve miktarı itibariyle hükmün kesin nitelikte olduğu,
Netice cezanın 580,00 Türk lirası yerine 600,00 Türk lirası olarak fazla hesap edildiği,
Anlaşılmıştır.Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık ..."in tartışma sırasında katılanların huzurunda söylediği kabul edilen "sizi yere sererim şimdi" biçimindeki sözlerin olayın gelişimi, söylendiği ortam ve tartışmanın bütünü nazara alındığında TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen bir başkasını, kendisinin vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit suçunu oluşturduğu ve eylemin iki katılana yönelik tek eylemle zincirleme şekilde gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Ancak yerel mahkemece, eylemin hangi cümle kapsamında kaldığına dair bir değerlendirme yapılmadan, sadece sanığın zincirleme şekilde tehdit ettiği kabul edilmiş, kısa kararda ve gerekçeli kararda sanık hakkında tehdit suçundan hüküm kurulduğunun belirtilmesine karşın, sanığın, TCK"nın 125/1-4. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilerek hükümde karışıklığa yol açılmış, bu kabule göre de sonuç ceza 580,00 Türk lirası yerine 600,00 Türk lirası olarak fazla hesap edilmiştir. Bu açıklamalar karşısında; sanık ..."in TCK"nın 106/1-1. cümle ve 43/2. maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken, TCK"nın 125/1, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 600,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Kırklareli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2013/426 esas, 2014/252 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Kırklareli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2013/426 esas, 2014/252 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2)Bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4. maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine,
3)Bozulan hükmün, sanık aleyhine kanun yoluna konu edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinde düzenlenen aleyhe hüküm kurma yasağı uyarınca, yeniden hüküm kurulurken, Kırklareli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2013/426 esas, 2014/252 sayılı kararına konu 600,00 Türk lirası adli para cezasının gözetilmesine,
28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.