
Esas No: 2015/9966
Karar No: 2015/9966
Karar Tarihi: 18/4/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ABDULLAH TALÜ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2015/9966) |
|
Karar Tarihi: 19/4/2018 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Muammer
TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör |
: |
Akif
YILDIRIM |
Başvurucu |
: |
Abdullah
TALÜ |
Vekili |
: |
Av. Hacı
ORHAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılanmanın yenilenmesi talebinin hukuka aykırı
olarak reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/5/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, (kapatılan) İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin
(Mahkeme) 14/2/1997 tarihli ve E.1994/613 ve K.1997/22 sayılı kararıyla İBDA/C
isimli terör örgütünün üyesi olma suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm
edilmiştir.
7. Mahkûmiyet kararı; sanıkların savunmalarına, müşteki
beyanlarına, teşhis ve yer gösterme tutanaklarına, bant çözümlerine ve
ekspertiz raporlarına dayandırılmıştır.
8. Gerekçeli kararın "delillerin değerlendirilmesi"
bölümünde, İBDA/C isimli örgütün birimleri arasında alt-üst ilişkisinin
bulunmadığı, her grup veya şahsın örgüte bağlı cepheler oluşturduğu, her
cephenin emir almadan karar verme ve eylem yapma yetkisinin bulunduğu
belirtilmiştir.
9. Anılan hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 20/11/1997 tarihli
kararıyla onanmıştır.
10. Bu arada İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 22/7/2014
tarihinde, daha önce İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2/4/2001 tarihli ve
E.1999/19, K.2001/105 sayılı kararıyla İBDA/C örgütünün lideri olduğu
gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olan S.İ.E. hakkındaki
yargılamanın yenilenmesine karar vermiştir.
11. Yeniden yapılan yargılamada tanık anlatımlarına, o dönemde
görev yapan yargı mensuplarının basında çıkan beyanlarına, Türkiye Büyük Millet
Meclisi (TBMM) Araştırma Komisyonu raporuna, Anayasa Mahkemesi tarafından
verilen hak ihlali kararlarına ve diğer delillere dayanılarak 2/3/2016
tarihinde önceki hükmün ortadan kaldırılmasına ve sanığın beraatine
karar verilmiştir.
12. S.İ.E. hakkında "mahkumiyet
hükmünde kabul edilip benimsendiği şekliyle şiddet eylemlerinin
gerçekleştirilmeye başlandığı 1991 - 1992 yıllarından sonra oluşturulan cephe
hareketlerinde emir, talimat verme veya sair şekilde yönlendirmesi olduğuna,
İBDA/C silahlı örgütünü oluşturduğu ve şiddet eylemlerini gerçekleştirdiği
kabul edilen birbirinden bağımsız cephe ve hücre oluşumları ile arasında
organik bağının bulunduğuna dair mahkumiyetine elverişli ve yeterli, kesin ve
inandırıcı, somut ve objektif hiçbir kanıt mevcut olmadığı; [a]ralarında hiyerarşik bir yapılanma olmaksızın birbirinden
bağımsız hareket ederek aldıkları kararları faaliyete geçirdiği kabul edilen
İBDA/C örgütü mensuplarının gerçekleştirdikleri anayasal düzeni değiştirmeye ve
ortadan kaldırmaya yönelik şiddet eylemlerine doğrudan doğruya katıldığı tespit
edilemeyen hükümlünün, salt kitaplarından etkilenildiği ve eserlerinin örgüt
üyelerinin siyasi ve ideolojik altyapısını oluşturduğu düşüncesiyle söz konusu
eylemlerden cezai yönden sorumlu tutulması şeklindeki bir anlayış ve hukuki
yorumun kabul edilemeyeceği, önceki mahkumiyet hükmünde kabul edilip hükme
dayanak yapılan "lidersiz bir örgüt düşünülemeyeceğinden örgüt
mensuplarının Kumandan sıfatı ile lider olarak gördükleri ve bağlı oldukları S.İ.E.nin İBDA/C silahlı terör örgütü lideri olduğu ve bu
yüzden de örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği eylemlerden örgüt lideri olarak
sorumlu olduğu" şeklindeki bakış açısının modern ceza hukukunun şahsiliği
ve kusur sorumluluğu ilkeleriyle bağdaşmayan, toptancı bir anlayışı ifade eden.
deyim yerinde ise örgüte lider bulmaya dönük, dönem
hukuku anlayışını ve zorlama bir bakış açısını yansıttığı" gerekçesiyle
beraat kararı verilmiştir.
13. Başvurucu, 6/3/2015 tarihli dilekçe ile yargılamanın
yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Dilekçede örgüt lideri hakkındaki davanın
yeniden yargılamaya konu olduğu, şahsın beraat ettiği ve lidersiz bir örgütün
düşünülemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca dilekçede kollukta işkence altında
alınan ifadelerin hükme esas alındığı, gözaltında müdafi yardımından
yararlandırılmadığı, o dönemde hüküm veren mahkemede bir askerî üyenin yer
aldığı hususlarına dayer verilmiştir.
14. Mahkemenin 8/4/2015 tarihli kararı ile talep reddedilmiştir.
Ret gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Hükümlü ABDULLAH TALU müdafii Av. Hacı ORHAN"ın
yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilmesi için CMK. 311. maddesi
kapsamındaki nedenlerden bir veya birkaçına dayanması gerektiği, olayımızda
hükümlü müdafiininCMK. 311. maddesi kapsamında hiç bir neden ortaya koymadığı anlaşıl[mıştır.]"
15. Anılan karara karşı başvurucu tarafından yapılan itiraz,
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 8/5/2015 tarihli kararıyla
reddedilmiştir. Ret kararı 18/5/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucu 26/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
17. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun
311. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi şöyledir:
“(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir
dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi
yoluyla tekrar görülür:
(...)
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız
başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında
sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren
kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte
olursa."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 19/4/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, kovuşturma evresinde reddedilmesine rağmen kollukta
işkence altında alınan ifadelerinin hükme esas alındığını, Adli Tıp Kurumunun
gözaltında cebir ve şiddete maruz kaldığına dair rapor verdiğini, gözaltında
müdafi yardımından yararlandırılmadığını, delillerin hukuka aykırı yöntemlerle
elde edildiğini, o dönem hüküm veren mahkemede bir askerî üyenin yer aldığını,
başka bir dosyada yargılanan örgüt lideri hakkında yargılamanın yenilenmesi
kararı verildiğini, aynı örgütün başka bir mensubunun örgüt lideri hakkındaki
kararı emsal göstererek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğunu, talebin
reddedilmesi üzerine itiraz mercii olan (kapatılan) İstanbul 12. Ağır Ceza
Mahkemesince ret kararının kaldırıldığını ancak kendisinin benzer gerekçe ile
yaptığı yargılamanın yenilenmesi talebinin aynı Mahkemece reddedildiğini, örgüt
liderinin beraat etmesi hâlinde örgüt üyeliğinden mahkûmiyetin devam etmesinin
mümkün olmadığını, TBMM Araştırma Komisyonunun Kasım 2012 tarihli raporunda
Genelkurmay Başkanlığı tarafından hâkimlere brifing verildiğinin
belirtildiğini, bu sebeple mahkeme başkanlığı yapan hâkimlerin de tarafsız
olamayacağını, uğradığı hak ihlalinin telafi edilmesi amacıyla yaptığı yeniden
yargılanma talebinin reddedildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüş; yargılamanın yenilenmesi ve tazminat talebinde
bulunmuştur.
B. Değerlendirme
20. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak
bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz
takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum,
uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013,
§ 42).
21. Somut olayda başvurucu, mahkûm edildiği davaya ilişkin
yargılamanın yenilenmesi talebinin, Mahkemece haksız olarak reddine karar
verilmesinin anayasal haklarının ihlaline yol açtığını belirtmektedir.
Başvurucu, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunurken başka dosyada
yargılanan örgüt lideri hakkında yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini,
yargılamada bir askerî üyenin yer almasını ve TBMM Araştırma Komisyonu
raporunda geçen birtakım ifadeleri gerekçe göstermiştir. Mahkeme ise
yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal koşulların oluşmadığını
belirterek talebi reddetmiştir.
22. Başvurucunun dayandığı en temel argümanlardan biri örgüt
lideri olduğu iddia edilen kişi hakkındaki yeniden yargılama talebinin diğer
örgüt üyelerinin durumunu da etkileyebileceğinin Mahkemece nazara
alınmamasıdır. Öte yandan başvurucu, aynı örgütün başka bir mensubunca örgüt
lideri hakkında yargılamanın yenilenmesi davası emsal gösterilerek yapılan
ancak reddedilen yargılamanın yenilenmesi talebinin aynı mahkemece itiraz
üzerine kaldırıldığına ilişkin kararları bireysel başvuru dosyasına
sunmamıştır.
23. Ceza muhakemesinde, kesinleşen hükümlere karşı yargılamanın
yenilenmesi yoluna başvuru hakkı 5271 sayılı Kanun"un 311. maddesi gereğince
sınırlı sebeplerle taraflara tanınmıştır. Başvurucuların, anılan madde
gereğince yapılan yargılamalardaki hak ihlallerini bireysel başvuru yoluyla
Anayasa Mahkemesine getirmeleri mümkündür. Ancak Anayasa’da yer alan hak ve
özgürlükler ihlal edilmediği sürece ya da açık bir keyfîlik
içermedikçe derece mahkemelerinin kararlarındaki maddi ve hukuki hatalar
bireysel başvuru kapsamında ele alınamaz. Bu kapsamda derece mahkemelerinin
delilleri takdirinde bariz şekilde keyfîlik
bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu olamaz (Ümit Tekin, B. No: 2013/781, 26/3/2013, §
25)
24. Örgüt lideri olduğu iddia edilen kişi hakkında yeniden
yargılama sonunda verilen beraat kararının gerekçesi ile başvurucu hakkındaki
mahkûmiyet kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde yargılamanın
yenilenmesi talebinin reddedilmesinde bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren bir durum bulunmamaktadır. Başvurucu
tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının yukarıda belirtilen içtihat
kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
19/4/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.