22. Hukuk Dairesi 2016/3570 E. , 2018/25618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili , müvekkilinin davalı işyerinde 17.06.2010-06.05.2013 tarihleri arasında aşçıbaşı olarak 01.01.2013 tarihine kadar 3000.00 TL,sonrası ise 4000.00 TL aylık ücretle çalıştığını, işyerinde öğle yemeği verildiğini, sgk primlerinin gerçek ücret üzerinden ödenmemesi, fazla mesai yaptırılması, hafta tatili ve yıllık izin kullandırılmadığını, genel tatil ücreti ile üç aylık ücretinin de ödenmediğini, kendisinin mobbing uygulanarak istifaya zorlanması, yıllık izin kullandırılmaması nedenleriyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini beyanla, kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin ve bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı ve davalı arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı en son net 4000.00 TL ücretle çalıştığını iddia ederken kredi çekme amaçlı işverence verilen belgeleri sunmuştur. 12/9/2011-11/09/ 2012 tr belgelerde 3500.00 TL, 17/04/2013 tr belgede 4000.00 TL aylık ücretle çalıştığı beyan edilmiştir.İşveren davacının asgari ücret aldığını beyan etmiş duruşmada tip denen bahşişle birlikte en fazla 1600.00-2000.00 arası ücret alabileceğini belirtmiştir. Davacı tanıkları davacının ücretine ilişkin açıklama yapmamıştır. Yapılan ücret araştırmasında; ... seviye 5 mutfak yöneticisi aşçıbaşı olarak çalışan bir kişinin 2013 yılında aylık 3000.00-3500.00 TL arası net ücret alabileceğini, ... Esnaf ve Sanatkarlar Odası ise 06.05.2013 tarihi itibariyle 2020.00 TL net, 2.922.83 TL brüt ücret ile çalışabileceği bildiriminde bulunmuştur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının agi dahil net 4000.00 TL ücret aldığı kabul edilerek dava konusu alacaklar hesaplanmış ise de, kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçide olup, davacı aylık ücretin 4000.00 TL olduğunu kanıtlayamamıştır. Dosya kapsamına göre davacının aylık net 3000,00 TL ücretle çalıştığının kabulü dosya içeriğine daha uygun düşmekte olup ilk raporda yapılan hesaplama esas alınarak hüküm kurulması gerekirken belirtilen yön gözetilmeden verilen karar isabetsiz olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.