17. Hukuk Dairesi 2014/23039 E. , 2017/1056 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ...’in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı müvekkili şirkete ait 29.5.2006 tarihli hacizle birlikte 23.6.2006 tarihinde kardeşi ....’e sattığını, ...’un ölümü üzerine eşi davalı ...’un taşınmaz üzerindeki haczi 28.8.2009 tarihinde kaldırtarak 13.8.2009 tarihinde taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiş; 21.1.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu icra takibiyle ilgili ... 20. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2013/189 Esas 2013/269 Karar sayılı ilamı ile icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, müvekkilinin takip konusu alacağının 25.4.2003 tarihli anlaşma ve 11.6.2003 tarihli 53.135,40 Euro faturadan doğduğunu, davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğunu belirterek ıslah talebinin kabulü ile davalılar arasındaki satış işleminin TBK’nun 19 maddesi gereğince iptaline, alacak davasının kabulü ile 53.135,40 Euro karşılığı 161.085,27 TL alacağın temerrüt tarihi olan 11.6.2003 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı ...’ten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın 2 ve 5 yıllık hakdüşürücü süre geçirilerek açıldığını, aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu takiple ilgili icranın geri bırakılması kararı verildiğinden iptal koşullarının oluşmadığını, satış işleminin muvazaalı olmadığını, müvekkili...’un davalı 4. kişi olduğunu, ...’un tüm mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiğini, davacının ıslah talebindeki istemlerinin de zamanaşımı ve hakdüşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, ilave taleplerin ıslah yolu ile istenemeyeceğini belirterek davanın ve ıslah talebinin reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davanın niteliği, ıslahla mevcut davaya yeni dava sebebinin eklenmesinin
mümkün olmadığı ve ıslah dilekçesinde iddia edilen hususların ayrı bir dava konusu edilmesi gerektiğinden davacının ıslah talebinin kabulünün mümkün olmadığı, tasarrufun iptali davası yönünden geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili tasarrufun iptali istemiyle açtığı davasını 21.1.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile HMK’nun 180. ve 184. maddeler gereğince tamamen ıslah ettiğini bildirerek dava konusu icra takibiyle ilgili ... 20. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2013/189 Esas 2013/269 Karar sayılı ilamı ile icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, müvekkilinin takip konusu alacağının 25.4.2003 tarihli anlaşma ve 11.6.2003 tarihli 53.135,40 Euro faturadan doğduğunu, davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğunu belirterek ıslah talebinin kabulü ile davalılar arasındaki satış işleminin TBK’nun 19 maddesi gereğince iptaline, alacak davasının kabulü ile 53.135,40 Euro karşılığı 161.085,27 TL alacağın temerrüt tarihi olan 11.6.2003 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı ...’ten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nun 180. ve 184.maddeleri gereğince davanın tamamen ıslahı mümkün olduğundan Mahkemece, davacının alacak davasının farklı (yazılı) yargılama usulüne tabi olması nedeniyle eldeki davadan tefrik edilmesi, yeni esasa kaydedilerek yargılamaya yeni esas üzerinden devam edilmesi, eldeki davanın da TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı iptal istemi olarak ıslah edilmesi nedeniyle taraf teşkilinin sağlanmasına yönelik muris ... ....’in davalı ... dışındaki mirasçılarının davaya dahil edilmesi, adlarına dava dilekçesi ve duruşma gününü belirtir davetiye çıkarılarak taraf teşkilinin sağlanması bildirecekleri delillerin toplanması, eldeki davadan tefrik edilen alacak davasının sonucunun beklenmesi davacının alacağının tespit edilmesi halinde taraf delillerinin TBK’nun 19. maddesi gereğince değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.