11. Hukuk Dairesi 2018/5843 E. , 2021/849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 08.02.2017 tarih ve 2014/1103 E- 2017/56 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 24.09.2018 tarih ve 2017/442 E- 2018/914 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 22.09.2020 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı MLP Sağlık Hiz. A.Ş., ..., ..., ... vekili Av..., davalı ... vekilleri Av.... Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, MS Sağlık Hizmetleri Ticaret A.Ş.’nin yönetim kurulunun 6 kişiden oluştuğunu, yönetim kurulu üyelerinden dördünün aynı zamanda davalı ...’ın yönetimine hakim ve hakim hissedar Medical Park’ın sahibi olduğu A grubu hisseleri temsilen A grubu hissedar tarafından seçilmiş olan; davalılar ..., ..., ... ve ... olduğunu, diğer 2 yönetim kurulu üyesi olan müvekkilleri ... ve ...’in ise B grubu hisselere sahip hissedarlar tarafından seçildiklerini, MS
Sağlık Hizmetlerinin çoğunluk hissedarlarının kanun ve esas sözleşmenin 8. maddesine aykırı olarak ve MS Sağlık Hizmetleri azınlık hissedarlarının müvekkillerinin olumlu oyu olmaksızın hastane yatırımlarına ilişkin kararlar aldığını, davalı ...’nın kurucu ortağı olduğu F.O.M. Grup Mimarlık İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile sözleşme yapılarak fahiş ücretlendirmelerle azınlık hakkı sahibi müvekkillerinin zarara uğratıldığını, zararın uzman bilirkişilerce belirlenmesi ve davalıların şahsi sorumluluğu kapsamında davalılardan tahsil edilerek şirkete ödenmesi gerektiğini, F.O.M. Grup ile yapılan sözleşmenin akabinde MS Sağlık Hizmetleri şirketinin Ankara’da hizmet vermesi planlanan hastane binasının yapımına başlandığını, yapılan ödemeler karşılığında F.O.M. tarafından sözleşme ile taahhüt edilen hizmetlerin taahhüt edildiği şekilde gerçekleşmediği halde MS Sağlık Hizmetleri tarafından F.O.M.’a Sözleşme kapsamındaki tüm ödemelerin eksiksiz olarak yapıldığını, kontrol ve denetleme hizmet tutarlarının fahiş olduğunu, azınlık hakları ve bilgilendirme yükümlülüğü ihlal edilerek ödemeler yapıldığını, yatırımlar yapıldığını, tüzel kişi pay sahibi davalı ... tarafından yönetim kurulu üyesi olarak atanan davalılar ..., ..., ... ve ...’nın 6103 sayılı Kanun’un 25. maddesi uyarınca Ekim 2012 tarihinde istifa etmiş olmaları gerektiği halde, istifa etmemiş olmalarından dolayı şirketin organsız kaldığını ileri sürerek, MS Sağlık Hizmetleri Ticaret A.Ş.’ye kayyım tayinine, bilirkişi marifetiyle belirlenecek dolaylı ve doğrudan zararların dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve MS Sağlık Hizmetlerine ödenmesine ve esas sözleşmenin 6102 sayılı TTK’ya uyumlu hale getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin MS Sağlık ile F.O.M. Mimarlık İnşaat ve Ticaret A.Ş. arasında imzalanmış olan sözleşmeden ve buna dayalı olarak bu Şirket’e yapılmış olan ödemeler ve yönetim kurulu üyeliğinden kaynaklanan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, şirket ana sözleşmesinin 8. maddesinde yeni hastane yatırımları ile ilgili alınacak kararlarda tüm yönetim kurulu üyelerinin olumlu oyu gerektiğini, oysa F.O.M. Mimarlık İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile yapılan anlaşmanın yeni hastane yatırımı ile ilgili olarak yapılmış bir sözleşme olmadığını, bu Sözleşmenin, yeni bir hastane yatırımı yapılması kararlaştırıldıktan sonra, bu karar çerçevesinde imzalanmış olan bir sözleşme olduğunu, yapılan sözleşmenin davacılara herhangi bir şekilde dayatılmadığını, sözleşmenin yönetim kurulunun 1. derece (A) grubu imza yetkililerinden müvekkili ... ile 1. derece (B) grubu imza yetkililerinden davacı ... tarafından imzalandığını, sözleşmelerin usul ve yasaya uygun şekilde kurulduğunu, şirketin herhangi bir zararının bulunmadığını, açılan davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince şirketin yapılan sözleşme ve yönetim kurulunun aldığı kararlar nedeniyle zarar gördüğüne ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, şirkete kayyım tayin edilmesine ilişkin şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacılar vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporu esas alınarak, ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 23,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 04.02.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.