17. Hukuk Dairesi 2014/18127 E. , 2017/1346 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalının işleten/sürücüsü olduğu aracıyla, davacılar murisine çarpması sonucu ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ve manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her bir davacı için 1.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, davacı eş .... için 50.000,00 TL. ve diğer davacılardan her biri için 40.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 28.04.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam maddi tazminat taleplerini 13.022,63 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya konu kazada davalının kusuru bulunmadığını, havanın yağışlı ve ıslak olmasının kazada etken olduğunu, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 8.825,52 TL, Tuğçe için 748,26 TL, .... için 2.601,37 TL. ve ..... için 4.595,74 TL. maddi tazminat; ayrıca davacı ... için 5.000,00 TL. ve diğer davacılardan her biri için 4.000,00 TL. manevi tazminat olmak üzere toplam 41.770,89 TL. tazminatın, olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, oluşa ve
dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti tarafından belirlenen kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, maddi tazminat yönünden Dairemiz uygulamalarına uygun hesaplamaları içeren uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, 6098 sayılı TBK"nun 53. maddesi gereği, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, ölenin eşi ile birlikte 5 çocuğu için destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuş; mahkeme tarafından, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı çocuklardan üçü ve davacı eş için tazminata hükmedilmiştir.
Desteğin, küçük çocuklarının bakım ihtiyacından ne zaman kurtulacağını tayin etmek çocuğun yaşadığı yöreye, sosyal çevreye, çocuğun özelliklerine, cinsiyetine, ailenin sosyal ve ekonomik durumuna göre değişmektedir. Hakim, her somut olayda, destek ölmeseydi, ne kadar süre ile destek olacak idiyse bu süreyi destek süresi olarak kabul eder. Ana-babaya yardımda, onların yaşama süreleri; çocuklara yardımda ise, çocukların çalışmaya başlama süresi esas alınır. Çocuklarda, kız veya erkek olmalarına, yüksek öğrenim yapıp yapmamalarına göre farklı süreler kabul edilmektedir. Bunun dışında kız çocukları için genellikle, çalışmaya başlama veya evlenme ile destek ihtiyacı ortadan kalkar.
Mahkemece hükme esas alınan 10.03.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunda desteğin, davacı kız çocuklarına 22 ve erkek çocuklarına 18 yaşa kadar destek olacağı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Dairemizin yerleşik ve kabul gören uygulamasına göre, yüksek öğrenim görme durumu bulunmayan halde, kız çocuklarının 22 yaşına kadar, erkek çocuklarının 18 yaşına kadar; yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların ise 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir.
Bu durumda, davacı çocuklardan, davaya konu kaza tarihi itibariyle eğitimine devam edenlerin tespiti için araştırma yapılmalı, davacı çocukların eğitim hayatlarına ilişkin durum saptandıktan sonra; rapor düzenleyen bilirkişiden, eğitim hayatı devam eden tüm çocukların, yaşadıkları yer ve ailenin sosyal ekonomik durumuna göre yüksek öğrenim görecekleri kabul edilmek suretiyle, 25 yaşına kadar destek alacakları gözetilerek hesaplama yapılması konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacıların eşi/annesi olan murislerinin ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle,
toplam 250.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacılar murisinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, davacı çocukların çok küçük yaşta annelerini kaybetmiş olmaları nedeniyle duyacakları elemin derinliği hususları göz önünde bulundurularak, tüm davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.140,02 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 13/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.