17. Hukuk Dairesi 2014/18100 E. , 2017/1347 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, taraf vekillerince ayrı ayrı süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın davacıya çarpmasıyla oluşan kazada, davacının ağır biçimde yaralandığını, davalı sürücünün kazada tam kusurlu olduğunu, davacının yaralanması nedeniyle tedavisinin hala devam ettiğini ve kalıcı hasar oluşmasının kaçınılmaz olduğunu, davacının maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, kurumca yapılan soruşturmada, davalı sürücü polisin kazada kusursuz olduğunun saptandığını, kurumlarının kusuru olmadığından zarardan sorumlu olmadıklarını, istenen tazmzinatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kazada davacının asli kusurlu olduğunu, bu hususun kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 993,71 TL. maddi tazminat ve 6.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen, birbiriyle uyumlu iki ayrı heyet raporuyla belirlenen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekilinin, kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastaneleri"nin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak maluliyet oranının tespiti bakımından alınan, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Dairesi"nin 01.11.2013 tarihli raporunda, davacının kaza nedeniyle kalıcı maluliyetinin bulunmadığı belirtilmiş, mahkemece de bu rapor esas alınarak tazminat hesaplatılması yoluna gidilmiş, davacının sadece geçici işgöremezlik süresine ilişkin tazminat hesaplaması yapılmıştır.
Oysa ki, bu raporun tanzim edilebilmesi için, davacının kazadaki yaralanmasına ilişkin olarak, ..... Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 19.07.2013 tarihli muayene raporunda, sol humerus üst bölgede oluşan kırık nedeniyle, sol omuz eklem hareketlerinde, sağ tarafa göre 15 ve 30 derecelik hareket kısıtlılığı olduğu hususlarının bildirildiği görülmektedir. Bu durumda, tazminat hesabına esas alınan ve mahkemece benimsenen ATK 3. İhtisas Dairesi"nin 01.11.2013 tarihli raporunun, raporun düzenlenmesinden önce yapılan muayeneye ilişkin raporda, omuz eklem hareketlerinde kısıtlılıktan bahsedilmesi karşısında, dosyadaki verilerle uyumlu olmadığı görünmemektedir. Bu haliyle maluliyet hususunda yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda mahkemece, kazayla ilgili olup davacının kolundaki hasarına ilişkin eksik kalan tedavi belgelerinin tamamı celbedilerek, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu"nun 15/a maddesinde verilen görev gereği, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"ndan, çelişkilerin giderilmesi yönünde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalılar vekillerinin maddi tazminata ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır. Temyize konu kararda, davacı için hükmolunan maddi tazminatın 993,71 TL. olduğu görülmektedir. Karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, hüküm altına alınan maddi tazminat kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
4-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalılar vekillerinin ve davacı vekilinin, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin, davacı lehine hükmolunan maddi tazminata ilişkin kısım yönünden, mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."ye geri verilmesine 13/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.