MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.07.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, kadastro sırasında genel yol olarak paftasına işaretlenen taşınmaz bölümünün özel yol niteliğiyle 61 sayılı parsele eklenmesi suretiyle tescil istemine ilişkindir.
Davalı ... kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi hükmüne göre yollar, kamunun yararlanmasına tahsis edilen ya da kadimden beri kamunun yararlandığı saptanan taşınmaz bölümleridir. Bu gibi orta malı olan yerler haritasına işaretlenir. Türk Medeni Kanununun 715.maddesi de aynı doğrultuda olup, anılan hükümde yolların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğuna işaret edilmiştir. Dolayısıyla haritasına yol olarak işaretlenen bir yerin tescili için açılan davada belediyenin yanında Hazinenin de taraf olması zorunludur.
Mahkemece, değinilen bu husus bir yana bırakılarak eksik taraf teşkili ile çekişmenin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 10.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.