17. Hukuk Dairesi 2014/18098 E. , 2017/1362 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından; davacı tarafın temyiz isteminin ise, reddolunan kısmın kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle reddine ilişkin ek karar, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, .....Emniyet Müdürlüğü"nde görevli olan polis memuru ...."ın, idaresindeki resmi motorsikletle seyri sırasında, önüne çıkan davalı yayaya çarpmamak için hamle yaparken hakimiyeti kaybedip kaza yaptığını ve öldüğünü, ölenin yasal mirasçılarına idari yargıda verilen mahkeme kararı ve ... Nakdi Tazminat Komisyonu kararı ile 65.793,46 TL. ödeme yapıldığını, ödemeye sebep olan zarardan davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, anılan bedelin ödeme tarihi olan 11.05.2012"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ödeme yapmasına sebep olan ölüm olayının gerçekleşmesinde, davalının kusurlu eylemi bulunmadığı gibi, davalının eylemi ile ölüm arasında illiyet bağı da bulunmadığını, davalı hakkında açılan ceza davasında davalının beraatine karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 65.250,66 TL. tazminatın, 23.05.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından; mahkemenin, davacılar vekilinin temyiz talebinin, mahkeme hükmünün davacı taraf yönünden kesin olması nedeniyle reddine dair ek kararı ise, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin, ek karara ilişkin temyiz talebi yönünden; davacı vekili, 65.793,46 TL. rücuen tazminatın davalıdan tahsili istemiyle açtıkları davada, davanın kısmen reddolunan bölümüne ilişkin mahkeme hükmünü, 30.06.2014 tarihli dilekçesiyle temyiz etmiş, mahkeme ise 04.07.2014 tarihli ek kararı ile, davacının temyiz isteminin, mahkeme hükmünün davacı taraf yönünden kesin olduğu gerekçesiyle reddine karar vermiştir. Davacı tarafın talep hakkının, kazada ölenin yakınlarına ödenen tazminat ile sınırlı olduğu, davacının rücu talebine konu edeceği miktarın ödediği bedel ile sınırlı olduğu, davacı isteminin reddolunan kısmının 542,80 TL. olduğu, 2014 yılı için temyiz kesinlik sınırının da 1.890,00 TL. olduğu gözetildiğinde; mahkemenin 04.07.2014 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, bu karara yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, 2330 sayılı Kanun gereği ödeme yapan davacı idarenin ödediği bedelin, zarara neden olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı idare, davalının kusurlu eylemi nedeniyle meydana gelen trafik kazasında ölen polis memurunun yakınlarına, 2330 sayılı Kanun gereğince, yargı kararı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu"nun 07.05.2012 tarihli kararına istinaden tazminat ödediği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkeme tarafından, davacı idarenin ödemekle yükümlü olacağı gerçek zarar miktarının belirlenmesi ile davacı idarenin ödediği bedele ilişkin hesaplamanın doğruluğu konusunda herhangi bir rapor alınmaksızın, sadece davacı idare tarafından yapılan ödemeye ilişkin belgelerdeki miktarlar esas alınarak, hükümde belirtilen miktarda rücuen tazminata karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, kazada ölen polis memurunun yakınlarına ödeme yapan davacı idareden, ödemenin maddi ve manevi tazminat yönünden hangi alacaklara ilişkin olduğunun sorulması, ödenen bedele dahil olan maddi ve manevi tazminat miktarlarının tespit edilmesinden sonra; davacının ödeme yaptığı ölenin yakınlarının, maddi ve manevi zararı haksız fiil tarihi olan 17.04.2005 tarihinde doğduğundan, ayrıca davalının sorumluluğu da bu tarih itibariyle başladığından, bu tarihteki veriler esas alınarak gerçek zararın belirlenmesi konusunda uzman aktüerya bilirkişisinden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak, davacı idarenin rücuya haklı olduğu miktarın belirlenmesi gerekirken; olay tarihinden uzun bir süre sonra alınan ve karar tarihi olan 05.02.2007 tarihindeki verileri esas alan komisyon kararına istinaden ödenen tazminatın rücuen tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün davacı taraf yönünden kesin olması nedeniyle, davacının temyiz isteminin reddine ilişkin mahkeme ek kararına yönelik davacı vekilinin temyiz talebinin reddi ile mahkemenin 04.07.2014 tarihli ek kararının ONANMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13.2.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.