
Esas No: 2016/642
Karar No: 2016/3340
Karar Tarihi: 16.03.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/642 Esas 2016/3340 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... .... Asliye Ticaret ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, sigorta şirketi tarafından geniş kapsamlı site yönetimi paket sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alınan dava dışı sitenin davalı şirketin çalışanlarının kusuruyla çıkan yangında zarar görmesi nedeniyle sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın bedeli ile ilgili olarak, sigorta şirketinin halefiyet hakkını kullanarak davalı şirketten rucüan tahsili istemine ilişkindir.
... .... Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibi olduğu, sigorta şirketi tarafından halefiyet esasına göre açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
... .... Asliye Hukuk Mahkemesi ise, dava konusunun tarafların ticari işletmesini ilgilendirdiği anlaşıldığından görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir. TTK m. 1472/1’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK"nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz"î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. - 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. - 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği gibi eylemin haksız fiîlden kaynaklandığı açıktır.
2016/642 - 3340
Somut olayda, sigortalı sitenin halefi olan davacı ... şirketi, davalı şirketin çalışanlarının kusuru nedeniyle oluşan zararın rücuan tahsilini talep etmekte olup, bu şekilde uyuşmazlığın haksız fiîlden kaynaklandığı, davalıların tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... ...Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/03/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.