Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6527
Karar No: 2016/3355

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/6527 Esas 2016/3355 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/6527 E.  ,  2016/3355 K.
"İçtihat Metni"


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ... ve ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı ... ..., yörede 2005 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında ... köyü, ... mevkiinde bulunan taşınmazının, ... ... ve ... ...nin taraf olduğu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../...-.../... sayılı tescil ilâmı ile adına tescil edildiğini ve tapuda Mart 1997 tarih 4 numarada adına kayıtlı bulunduğunu, arazi kadastrosu sırasında ise orman ve 2/B sınırı içinde bırakıldığını, tesbitin ve kaydın iptali ile adına tescilini iddia ederek dava açmıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman ve 2/B sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı ... ... tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/05/2011 tarih .../...-... sayılı kararı ile;
[Mahkemece kesin hüküm varlığı kabul edilmesine rağmen, taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de, maddi anlamda kesin hükmü düzenleyen HUMK"nın 237. maddesi “kesin hüküm, ancak konusunu oluşturan husus hakkında geçerlidir. Kesin hüküm vardır denilebilmesi için iki tarafın ve dava konusunun ve dayanılan sebebin aynı olması gerekir” şeklindedir. Madde metninden de anlaşılacağı gibi kesin hükmün varlığından söz edebilmek için davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.
Bu koşullardan birincisi davanın konusu, dava ile elde edilmek istenen sonuçtur. Taşınmaza ilişkin davalarda dava konusu, taşınmazın kendisidir. Ancak, aynı taşınmaza ilişkin değişik hakların dava konusu edilmesi halinde taşınmaz aynı olmasına rağmen dava konusunun aynı olduğundan söz edilemez. Örneğin: Davanın tarafları ve taşınmaz aynı olmasına rağmen, mülkiyete ilişkin dava reddedildikten sonra aynı taşınmaz hakkında irtifak hakkı dava edilebilir.
Kesin hüküm koşullarından ikincisi dava sebebidir ki; bilimsel görüşler ile yerleşik yargısal kararlar da, dava sebebi davanın dayandırıldığı vakıalar olduğu kabul edilmektedir. Dava sebebi, hukuki sebepten ayrıdır. Mahkeme yargılama sırasında dava sebebi ile bağlı olup, başka sebepleri inceleme konusu yapamaz. Örneğin: Gerçek kişi adına tapulu taşınmazın mera olduğu iddiasıyla tapusunun iptali ile mera olarak sınırlandırılması istemiyle ... ...nin açtığı davada, taşınmaz hakkında orman araştırması yapılmayıp, sadece mera niteliği araştırılarak sonuçta taşınmazın mera olmaması nedeniyle dava reddedilirse, bundan sonra aynı taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığı ya da orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla açılacak davada, dava sebebi aynı olmadığı için kesin hükmün varlığından sözedilemez.
Kesin hükmün koşullarından üçüncüsü, davanın taraflarının aynı olmasıdır. Tarafların aynı olmasından kasıt, her iki davada da sıfatlarının aynı olması, başka deyişle, her iki davada davacı ya da davalı sıfatıyla hareket etmeleri değildir. Kesin hükümle ilgili kararda, davalı sıfatında olan kişi, ikinci davada davacı sıfatıyla yer alması halinde taraflar aynıdır. Kesin hüküm, taraflarının külli haleflerini de aynı şekilde bağlar.
Kesin hüküm, kural olarak davanın tarafı olmayan üçüncü kişileri etkilemez. Örneğin: Bir davada taraflar hakkında verilen hüküm, davada taraflardan biri yararına davaya katılmış olan fer’i müdahil hakkında kesin hüküm oluşturmaz. Buna karşılık, kesin hüküm davaya asli müdahil olarak katılan tarafı bağlar. Yine, birden fazla kişi aynı davayı açma yetkisine sahipse, bunlardan birinin açtığı davada verilen karar, diğeri için kesin hüküm oluşturmamakla birlikte güçlü takdiri delil oluşturabilir.
Somut olaya gelince; çekişmeli ... köyü krokide (A) harfi ile gösterilen 15180 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, davacı ... ... ile davalılar ... ..., ... ... ve köy tüzelkişiliği arasında görülüp sonuçlanan tescil davası sonucu davacı adına tapuya tescil edilmiştir. Bu dosyanın yargılaması sırasında taşınmazın bulunduğu köyde orman kadastrosunun yapılıp yapılmadığı sorulmuş, ... ...nün yörede orman kadastrosunun yapılmadığını bildirmesi üzerine kişi adına tapu kaydı oluşturulmuştur. Oysa, orman kadastrosunun 1949 yılında yapılıp kesinleştiği bildirilmiş olsaydı, kesinleşmiş tahdit haritası uygulanıp, taşınmazın tahdit sınırları içinde kaldığı anlaşılarak dava reddedilecekti. ... ...nin hatası davacı kişiye yüklenemez. Taraflar arasında yukarıda açıklandığı gibi yasanın tanımladığı anlamda kesin hüküm bulunmaktadır. Bu kesin hüküm, yargılamanın yenilenmesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça tarafları bağlar ve uyulması gerekir. Bu durum gözönüne alınmadan mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Yukarıda açıklandığı gibi, Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... - ... sayılı kararı aleyhine yargılamanın yenilenmesi yoluna gidildiği takdirde, bu durum bekletici sorun yapılarak sonucu beklenmeli, bu yolla kesin hükmün ortadan kaldırılması halinde şimdi olduğu gibi davanın reddine karar verilmeli, kesin hükmün varlığını devam ettirmesi halinde ise davanın kabulüne karar verilmelidir.] denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile 136 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (orman bilirkişi raporunda orman olarak A harfi ile gösterilen), davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ... ve ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 05.01.1995 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen 2/B uygulaması vardır.
Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda (136 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ... ... Mirasçıları adına tesciline) dendiği halde, gerekçeli kararda (136 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (orman bilirkişi raporunda orman olarak A harfi ile gösterilen) davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... ... Mirasçıları adına tesciline) denmiştir. Oysa, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İBBGK 10.04.1992 t, 1991/7 E. – 1992/4 K.). Ayrıca, 136 ada 6 parsel sayılı taşınmaz, dava konusu olmadığı halde, dava konusu edilmiş gibi 136 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hakkında karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ... ... ve ... ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/03/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi