Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/982
Karar No: 2016/3372

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/982 Esas 2016/3372 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/982 E.  ,  2016/3372 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında dava konusu ..., 194 ada 2, 196 ada 3, 4, 5, 13 ve 15, 152 ada 6 ve 7 parsel sayılı sırasıyla, 3898,11 m2, 47211,85 m2, 5240,01 m2, 18298,75 m2, 1493,53 m2, 2193,47 m2, 3105,80 m2 ve 57767,19 m2 yüzölçümlü taşınmazlar 11/05/1931 tarih, 38 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak tarla niteliğiyle ve davalı ... ...adına, 194 ada 1 sayılı parsel ise orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
    Davacı gerçek kişi dava konusu taşınmazlara kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine; dava konusu 194 ada 2, 196 ada 3, 4, 5, 13 ve 15, 152 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi Hazinederzade ... adına tapuya tescillerine karar verilmiş; hükmün, davacı gerçek kişi tarafınca temyizi üzerine Yargıtay ..... Dairesinin 9/5/2013 gün ve 2013/2629 E. - 2013/5373 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; "Mahkemece davanın reddine, taşınmazların tesbit gibi tesciline karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazlar, 11/05/1931 tarih ve 38 sıra nolu tapu kaydına dayanarak davalı vakıf adına tesbit gördüğüne göre, dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığının net olarak belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece tapu kaydının kapsamı tam olarak belirlenmemiştir. Yine, çekişmeli taşınmazlara ilişkin olduğu belirtilen dosya içinde ...Müdürlüğü ile gerçek kişiler arasında düzenlenmiş kira sözleşmeleri sunulmuş olup, mahkemece bu sözleşmeler yapılan keşifte uygulanmamış, dava konusu parsellere ait olup olmadığı, ait ise kiralayan gerçek kişiler ile davacı gerçek kişiler arasında akdî, fiilî ve irsî irtibat olup olmadığı, halefiyet yoluyla bu kişileri bağlayıp bağlamayacağı değerlendirilmemiştir. Yine, keşifte dinlenen mahallî bilirkişi ve tanık beyanları soyut nitelikte olup yetersizdir. Bilirkişinin yetersiz raporuna ve eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulamaz.
    Kabule göre de, dava konusu olmasına rağmen, kararın gerekçe kısmında 194 ada 1 sayılı parselin orman parseli olduğu ve tesbitin kesinleştiği, bu nedenle, kadastro mahkemesinin görevli olmadığı belirtilmesine rağmen, parsel hakkında her hangi bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir." denilmiştir.
    2015/982 - 2016/3372
    Mahkemece bozma ilâmına uyularak yargılamaya devam olunmuş, yargılama sırasında davacı 196 ada 3 sayılı parsel hakkında sehven dava açtığını, dava konusu taşınmazın 195 ada 3 sayılı parsel olduğunu belirtmiş, yargılama sonucu mahkemece çekişmeli 194 ada 2, 195 ada 3, 196 ada 4, 5, 13 ve 15, 152 ada 6 ve 7 sayılı parsellerin kadastro tespitlerinin iptali, davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 196 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmalarının olağan usulde tamamlanması için tutanak ve eklerinin Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu vardır.
    Mahkemece bozma ilâmına uyularak davanın kabulüne, 194 ada 2, 195 ada 3, 196 ada 4, 5, 13 ve 15, 152 ada 6 ve 7 sayılı parsellerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmişse de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Çekişmeli taşınmazlar, 11/05/1931 tarih ve 38 sıra nolu tapu kaydına dayanarak davalı vakıf adına tesbit gördüğüne göre, dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, çekişmeli taşınmazlara ilişkin olduğu belirtilen dosya içinde ..Müdürlüğü ile gerçek kişiler arasında düzenlenmiş kira sözleşmelerinin dava konusu parsellere ait olup olmadığı, ait ise kiralayan gerçek kişiler ile davacı gerçek kişiler arasında akdî, fiilî ve irsî irtibat olup olmadığı, halefiyet yoluyla bu kişileri bağlayıp bağlamayacağı, dava konusu parellere ait değilse bu kira sözleşmelerinin nereye uyduğu net olarak belirlenmemiştir. Bozma öncesi alınan fen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazların 11/05/1931 tarih ve 38 sıra nolu tapu kaydı kapsamında bulunduğunu belirtmiş, bozma sonrası alınan fen bilirkişi raporunda mahalli bilirkişilere okunan tapu hudutlarının tümünün ... ortak hudutları olduğu, tapu kaydının uygulanamadığını ifade ettiği halde, bilirkişi raporları arasındaki çelişki üzerinde durulup, çelişki yöntemince giderilmeden, ...l Müdürlüğünce sunulan tapu kaydı ve kira sözleşmelerinin dava konusu taşınmazlara uyup uymadığı yeterince araştırılmadan ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı ve murisleri yönünden, aynı Kanunun 3/7/2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı tespit edilmeden hüküm kurulmuştur.
    Ayrıca bozma kararında kabule göre de; kararın gerekçe kısmında, 194 ada 1 sayılı parselin orman parseli olduğu ve tespitin kesinleştiği bu nedenle kadastro mahkemesinin görevli olmadığı belirtilmesine rağmen, parsel hakkında herhangi bir karar verilmemesinin doğru görülmediği belirtildiği halde, parsel hakkında yine bir karar verilmemiştir.
    Bu nedenle mahkemece, yöreyi iyi bilen önceki bilirkişiler dışında elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman üç fen bilirkişi, tutanak bilirkişileri, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde, dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişiler yardımı, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanmalı, uygulamada kayıtların revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tesbit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, ayrıca her bir taşınmaz başında sunulan kira sözleşmeleri yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kira sözleşmelerinin hangi taşınmazlara uyduğu tespit edilmeli,tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma
    2015/982 - 2016/3372
    koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunuyla değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Ayrıca, dava konusu 194 ada 1 sayılı parsel hakkında her hangi bir karar verilmemesi doğru değildir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersizve çelişkili bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/03/2016 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi