17. Hukuk Dairesi 2014/23903 E. , 2017/1462 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
.
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlular, hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacağı karşılayacak mal varlıkları olmadığını ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adlarına kayıtlı dava konusu .... plakalı aracın 29.05.2012 tarihinde davalı ...’ye onun tarafından da 02.08.2012 tarihinde davalı ...’e satıldığını, belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlular vekili, müvekkillerinin mal varlıklarını mal kaçırma amacı ile değil bir an önce borçlarının ödenmesi amacı ile satıldığını ve sonuçta borçların bir kısmının ödendiğini belirterek haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin...Demir Çelik"den emekli olduğunu 29.05.2012 tarihinde 50.000,00 TL"ye aldığını, 02.08.2012 tarihinde de diğer davalı ...’e sattığını ödemelerin banka aracılığı ile yapıldığını belirterek, davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ..., dava konusu aracı 42.500 TL aldığını tarafları tanımadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, ivazlar arasında fahiş fark olmadığı, davalı ... ve ...’ün borçlunun mali durumu ve aciz halini bildikleri ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, dava konusu araç 29.05.2012 tarihinde davalı borçlu...Nakliyat Ltd. Şti tarafından... ..., onu tarafından da 02.08.2012 tarihinde davalı ...’e satılmıştır. Davacı vekili.......Metal firması sahibi olduğu ayrıca borçlu ile aynı iş hanında faaliyette bulunduğunu, diğer davalı ...’ün de hem iş yeri hem de oturduğu yer olarak borçluların komşuları olduğunu iddia etmiştir.
Yapılacak işi belirtilen firma kayıtlarının getirtilerek borçlu ile aynı faaliyet alanında iş yapıp yapmadığı, borçlular ile aynı iş hanında faaliyette bulunup bulunmadığı ve ...’ün de borçluların komşusu olup olmadığı araştırılarak İİK’nun 280.madde kapsamında borçluların mali durumları ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığı değerlendirilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.2.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.