Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15529
Karar No: 2017/1477
Karar Tarihi: 14.02.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/15529 Esas 2017/1477 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/15529 E.  ,  2017/1477 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacılar vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın müvekkillerinin küçük oğlunun kullandığı bisiklete çarpması sonucu oğullarının ağır yaralandığını, üç ayrı ameliyat geçirdiğini, alnındaki kırılıp çöken kemik parçalarının alındığını, alnının sol kısmında kemik bulunmayıp çukur şeklinde kaldığını, yaşının küçük olması nedeniyle 18 yaşına kadar operasyon yapılamadığını, psikolojik travma geçirdiğini, yüzünde sabit iz kaldığını, malul olup maddi kayba uğradığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın davalının temerrüde düştüğü 26/03/2011 tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini geçici ve sürekli işgöremezlik bakımından toplam 71.567,88 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kusur ve tazminat tespiti için bilirkişi raporu alınması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, 71.567,88 TL maddi tazminatın (poliçe limitleri saklı kalmak kaydıyla) 26/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli işgöremezlik istemine ilişkindir.
    Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54"te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
    Somut olayda davacı küçük ...’in yaralanıp geçici ve sürekli işgöremediğinden bahisle maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Davacı ... kaza tarihinde 9 yaşında olup hükme esas alınan ATK raporuna göre davacı küçüğün %32,3 sürekli maluliyetinin yanı sıra, iyileşme süresinin kaza tarihinden 18 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük ... için kaza tarihinden itibaren 18 ay için geçici işgöremezlik tazminatı hesabı da yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı küçük ... bakımından sürekli işgöremezlik yanında, kusur oranına göre 5.962,47 TL geçici iş göremezlik tazminatına da hükmedilmiştir. Küçük ... kaza tarihinde henüz 9 yaşında olup gelir getiren bir işte çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici işgöremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    3-Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
    Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
    Somut olayda mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda hesaplamada asgari geçim indirimi dahil edilmiş asgari ücret esas alınmış, aktif-pasif dönem ayrımı yapılmamıştır. Bu durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı için aktif-pasif dönem ayrımı yapılarak, pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden, mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
    4-Bilinmeyen (işleyecek) aktif devre hesabı yapılırken, işgöremezlik oluşan kişinin bilinen döneme ilişkin en son 1 yıllık geliri esas alınıp, bu miktar üzerinden her yıl için %10 artırım ve %10 iskontolama yapılarak, her yıla ilişkin gelirin peşin değerinin saptanması şeklinde hesaplama yapılması gerekmektedir. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu iskonto değeri yönüyle bu yöntemden farklı göründüğünden ve denetime elverişli olmadığından, mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde de ek rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozma nedeni yapılmıştır.
    5-Her ne kadar davacı küçük ...’in ismi gerekçeli karar başlığında yazılmamış ise de, bu husus mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2),(3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi