11. Hukuk Dairesi 2015/11282 E. , 2016/6307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/05/2015 tarih ve 2014/437-2015/89 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin WIPO nezdinde Türkiye’yi de kapsar şekilde 2013/89774 no"lu, “...” ibareli, 03, 05 ve 16. sınıfta yer alan ürünleri kapsayan marka tescili için yaptığı başvurunun 2010/22077 no"lu marka mesnet alınarak 556 sayılı KHK"nın 7/1-b m. gereğince reddedildiğini ve yapılan itiraz üzerine YDİK"in itirazlarının 5. sınıftaki mallar yönünden kısmen kabulüne, 03, 05 ve 16. sınıflarda yer alan diğer ürünler yönünden ise, reddine karar verdiğini oysa, müvekkilinin markası üzerinde 03, 05 ve 16. sınıflardaki ürünler yönünden müktesep hak sahibi olduğunu, dava konusu marka tescil başvurusu ile aynı ürünleri kapsayan 2011/03687, 2011/77964, 2012/05377, 2013/17498, 2014/47644, 2007/21142 no"lu markaları bulunduğunu, başvurunun seri marka niteliğinde olduğunu, müvekkili markalarının dünya çapında sektörünü aşan bir tanınmışlığa sahip olup, toplumun hemen tüm kesimlerince bilinen tüm dünya ve yurt çapında çok tanınmış ve tüketiciler nezdinde ayırt edicilik kazanan bir marka olduğunu ileri sürerek, TPE YDİK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, YDİK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, markalarda ortak ayırt edici unsurun “...” ibaresi olup, “...+ŞEKİL” ibareli başvuru ile redde mesnet “...” markası arasında ilk bakışta ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunduğu, her iki markanın 3, 5 ve 16. sınıfta yer aldığı, ortalama düzeydeki yararlanıcı ve tüketicilerin bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı, bu hususun herhangi bir inceleme yapılmasını gerektirmeyecek derecede açık ve net biçimde görüldüğü, önemli olanın da zaten bu derecede işaret ve redde mesnet markanın benzer sayılması olduğu, taraf markalarındaki “...” şeklindeki ibarelerin birebir ayniyet derecesinde benzemesi, başvuru markasındaki şekil ibaresinin asli unsur olmayıp, tali unsur olması, davacının 2011/77964 no"lu markasının müktesep hak oluşturduğu ifade edilmiş ise de, bu markada "..." ibaresi yer aldığından dava konusu marka ile davacının önceki markası arasındaki ayniyet unsurundan uzaklaşılması ve bu açıdan kazanılmış hak olarak değerlendirilmemesi gerektiği nazara alınarak aksi yöndeki bilirkişi heyetinin görüşüne itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.