11. Hukuk Dairesi 2015/14360 E. , 2016/6408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... .. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2014
NUMARASI : 2010/186-2014/361
Taraflar arasında görülen davada ... .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/10/2014 tarih ve 2010/186-2014/361 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.06.2016 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan davalı şirket için düzenlenen çeşitli sigorta poliçeleri nedeniyle 80.187,14 TL sigorta prim borcunun ödenmesi için davalıya ihtarname tebliğ edildiğini, ancak ödenme yapılmaması nedeniyle genel haciz yoluyla takip yapıldığını, icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek icra takibine itirazın iptalini, takibin devamını ve alacağın % 40"ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketçe düzenlenen poliçelerin yine davacı tarafından iptal edilmesi sebebiyle müvekkilinin borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini ve % 40"tan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı şirket tarafından düzenlenen iptal zeyilnameleri nedeniyle takip tarihi itibariyle davacının davalıdan herhangi bir prim alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine, takip tarihi itibarıyle asıl alacağın %40"ı oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sigorta prim borcunun tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece bilirkişi raporları nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda davacı sigorta şirketinin alacağına dayanak olarak sunmuş olduğu sigorta poliçelerine göre davacının 16.105,84 TL tutarında prim alacağının görüldüğü, sigorta ücretinin ödenmemesi nedeniyle iptal ifadesiyle kasko sigorta zeyilnamelerinin düzenlendiği, zeyilnamelerde eksi işareti konulmak ve iade ibaresi kullanılmak suretiyle iptaller nedeniyle davacı şirketin prim borcundan düşülecek miktarın 20.676,63 TL olduğu, prim mahsubu miktarı davacının alacaklı olduğu bedelden yüksek bulunduğundan davacının prim alacağı olmadığı bildirilmiş; ek raporda ise taraflar arasındaki sigorta poliçelerinin düzenlendikleri ve iptal edildikleri tarihler itibari ile yürürlükte bulunan eski Türk Ticaret Kanununun ödeme zamanı başlıklı 1295 maddesine göre sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışa ilk taksidin, akit yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerektiğinin, sigortacının sorumluluğunun primin veya ilk taksidin ödendiği tarihte başlayacağının düzenlendiği, böylece taksitle ödeme kararlaştırılan sigorta poliçelerine ilişkin olarak ilk taksit ödenmeden poliçenin yürürlüğe girmeyeceği ve sigortacının sorumluluğunun başlamayacağı, bu kapsamda davalı şirketin ilk taksit borcunu yerine getirmemesi nedeni ile davacı sigorta şirketinin hasar bedeli ödeme yükümlülüğünün doğmadığı, dolayısı ile ilk taksitleri ödenmeyen poliçelerin yürürlüğe girmediği ve davacı şirket tarafından düzenlenen zeyilnameler ile de poliçelerin iptal edildiği, davacı şirketin iptal edilen poliçeler nedeni ile davalı şirketten sigorta primi talep etmeye yasal hakkı bulunmadığı, bu dönem içinde sigorta şirketinin prim borcu ödenmemesine rağmen hasar ödeme sorumluğunu kabul ettiğine dair bir yazılı taahhütte de bulunmadığı, bu nedenlerle, davacı vekilinin poliçelerin düzenlenme tarihi ile iptal tarihleri arasında geçen süre için prim hesaplaması yapılması yönündeki itirazının yerinde bulunmadığı ifade edilerek, sunulan sigorta poliçelerinin prim alacağı toplam miktarı 16.105,84 TL olarak bildirilmiş ise de, davacı şirket tarafından düzenlenen iptal zeyilnamelerine göre davacı şirketin 21.503,12 TL tutarında prim iadesi kaydı yapmış olması nedeni ile davacı şirketin davalıdan prim alacağı olmadığı belirtilmiştir. Böylece bilirkişi raporu ile ek raporda yer alan açıklamaların çelişkili olduğu ve dava konusu uyuşmazlığı aydınlatmadığı anlaşıldığından poliçe bazında inceleme yapılmak suretiyle, talepte belirtilen ve ibraz edilen poliçeler ve bu poliçelerin zeyilnameleri ile yapılan prim ödemeleri incelenip belirlenmeli, bu suretle iddia edilen poliçeler nedeniyle davalının prim borcunun bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, denetime elverişli bulunmayan bilirkişi raporları uyarınca karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.