Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin konusu kalmayan davada karar vermeye yer olmadığına karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa zaptın 23 10 2007günlü oturumda tefhim edilen kısa karar ile, gerekçeli kararın aykırı olduğu zaptın ve Kararın incelenmesinden açıkca anlaşılmaktadır. Gerçekten, kısa kararda davalı alacaklı lehine takip konusu alacağın %15 oranında tazminata hükmedildiği belirtildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu konuda herhangi bir açıklama yer almamıştır..
Bu durumda, konuyla ilgili 10.4.1992 günü ve 991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazı şimdilik incelenmeksizin karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya (alacaklı) iadesine, 11.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.