17. Hukuk Dairesi 2014/18091 E. , 2017/1648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili, davalı .... vekili, davalı ... Sigorta A.Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleten/sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçların karıştığı kazada, kaldırımda yürüyen davacıya çarpıp yaralanmasına neden olduklarını, davacının ayağının kırıldığını ve ameliyat olmak tedavi için yol-ilaç masrafı yapmak zorunda kaldığını, bakıcılık işini 1 yıl boyunca yapamadığını ve ilerde de çalışamama riski bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 12.000,00 TL. maddi ve 3.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; 25.12.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 18.023,60 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulüne, 1.807,58 TL. tedavi gideri, 1.355,94 TL. geçici işgöremezlik tazminatı ve 13.023,60 TL. kalıcı işgöremezlik tazminatının yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, tazminata davalı ... şirketleri için dava tarihinden, diğer davalılar için kaza tarihinden faiz işletilmesine; 2.500,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal
faiziyle birlikte sigorta şirketleri dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı .... vekili, davalı ... Sigorta A.Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, maddi tazminata ilişkin hesaplamaları içeren uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekili ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastaneleri"nin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak maluliyet oranının tespiti bakımından alınan, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Dairesi"nin 17.08.2012 tarihli raporunda, davacının kaza nedeniyle oluşan kalıcı maluliyet oranı % 4 olarak belirlenmiş, mahkemece de bu rapor esas alınarak tazminat hesaplatılması yoluna gidilmiştir. Oysa,... Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 21.05.2004 tarihli raporda, davacının kazadaki yaralanması nedeniyle % 10 oranında maluliyete uğradığı belirtilmiş olup, iki raporda saptanan maluliyet oranları arasında önemli derecede fark bulunmaktadır. Bu haliyle maluliyet hususunda yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda mahkemece, kazayla ilgili olup davacının yaralanmasına ilişkin eksik kalan tedavi belgelerinin tamamı celbedilerek, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu"nun 15/a maddesinde verilen
görev gereği, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"ndan, çelişkilerin giderilmesi yönünde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davacı taraf, davaya konu kazanın oluşumunda her iki davalı sürücünün de kusurlu olduğu iddiası ile dava açmış; davalı ..., mahallinde yapılacak keşifte, kazanın oluşuna ilişkin bilgi sahibi olan tanığının da dinlenilmesi suretiyle kusur oranlarının tespiti gerektiğini savunmuştur. Mahkeme tarafından ise, kusur oranlarının belirlenmesi konusunda herhangi bir araştırma yapılmadan, zamanaşımından düşürülmesine karar verilen ceza dosyasındaki rapor esas alınarak, davalı ..."in % 25 oranında, diğer davalı sürücünün ise % 75 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Trafik kaza tespit tutanağının, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge oluşu ve her zaman aksini ispatın mümkün oluşu, davalı araç maliki ve sürücüsü... oluşuna ilişkin bilgi sahibi olduğunu iddia ettiği tanığının da yer aldığı tanık listesini 04.11.2004 tarihli dilekçesiyle sunduğu, davalı yanın kazanın oluşuna ilişkin olarak keşif yapılıp tanığı dinlenmek suretiyle kusur tespiti yapılması talebinde bulunduğu, adil yargılama ilkesinin gereği olarak tarafların tüm iddia ve savunmalarının usulünce değerlendirilmesindeki zorunluluk gözetildiğinde; keşif yapılmadan ve davalı tanığı dinlenilmeden kusur tespiti yapılmasının yerinde olmadığı görülmektedir.
Bu durumda mahkemece; zarara birlikte sebep olduğu için davacıya karşı müteselsilen sorumlu olan davalıların, kazadaki kusur oranlarının davacının istemi bakımından önemi bulunmasa da, müteselsil sorumlu olan davalılar arasındaki rücu davasında, eldeki davada saptanan kusur oranlarının güçlü delil olacağı da gözetilmek suretiyle, davalı ..."in oluşa ilişkin savunmalarının karşılanması bakımından, konusunda uzman bilirkişi refakatiyle kaza mahallinde keşif yapılması ve bilgisi bulunan davalı tanığının keşif mahallinde dinlenilmesi suretiyle, davanın taraflarının kazadaki kusur oranlarının ne olduğu konusunda ayrıntılı, denetime elverişli, gerekçeli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
4-Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz talebi yönünden; yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Kanun"un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı" düzenlemesine; Kanun"un geçici 1. maddesinde de "Bu Kanun"un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun"un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı"nın yükümlülüklerinin sona ereceği" düzenlemesine yer verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1 maddesinde; sigortacının, poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK"na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir. KTK"na göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü (belgeli tedavi giderleri), 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak sözkonusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderlerleri, 6111 sayılı yasa kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden ... sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile zarar sorumlusu olan ilgililer sorumludur.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının kazadaki yaralanması nedeniyle, belgesini sunduğu 1.807,58 TL. tedavi gideri bedelini ve belgesiz tedavi
giderlerinin zarara sebep olan araç sürücüsü/işleteni ve trafik sigortacılarından tazminini talep ettiği görülmektedir. Mahkeme ise, davacının talep edebileceği tedavi giderleri konusunda aldığı 25.10.2013 tarihli rapora göre, davacının belgeli tedavi giderlerinin tüm davalılardan tahsili yönünde hüküm kurmuştur. Mahkemenin hükme esas aldığı rapor, davalı sigortacının sorumlu olacağı tedavi giderleri ile ..."nın sorumlu olacağı tedavi giderlerini ayırmaksızın belirleme yapmış olup, hükme esas almaya elverişli bir rapor değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, 6111 sayılı Kanun"un 59. ve geçici 1. maddesi gereği, Sosyal Güvenlik Kurumu"nun sorumluluğuna geçen tedavi giderlerinin de dava konusu olduğu gözetilerek, ..."nın davaya dahil edilmesinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilmesi; davacı tarafça sunulan muhtelif tarihli belgelerde yer bulan tedavi giderlerinden, ilgili mevzuat ve Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerine göre, .."nın sorumluluğunda bulunanların belirlenmesi konusunda, adli tıp uzmanı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınması, oluşacak sonuca göre,..."nın sorumlu olduğu belirlenen tedavi giderleri dışında kalan giderlerden, zarar sorumlusu işleten ve sürücü ile birlikte, trafik sigortacısının da sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
5-Davalı .... vekilinin temyiz talebi yönünden; davacı taraf, davalı ..."na ait aracın trafik sigortacısı olduğundan bahisle, davalıya husumet yöneltmiş; davalı taraf, şirketleri nezdinde, diğer davalı aracının kaza tarihini kapsar trafik sigorta poliçesi bulunmadığını savunmuş; mahkeme de, davalı ..."nın trafik sigortacısı olarak sorumluluğuna hükmetmiştir. Dosya kapsamına kazandırılan, davalı .... tarafından düzenlenen poliçelere ilişkin belgeler incelendiğinde ise; davalı ..."nun sigortalı olduğu, ... plakalı araç için düzenlenen, 30.07.2003-30.07.2004 vadeli poliçenin bulunduğu, bu poliçenin kaza tarihini kapsamadığı gibi kazaya karışan araca da ilişkin olmadığı görülmektedir. Yine, dava dışı..."nın sigortalı olduğu,... plakalı araç için düzenlenen, 29.07.2002-29.07.2003 vadeli poliçenin bulunduğu, bu poliçenin kaza tarihini kapsadığı; ancak, kazaya karışan davalı ..."a ait araca ilişkin olmadığı görülmektedir.
Bu durumda mahkemece, davalı ..."na ait olup davaya konu kazaya karışan 35 VP 140 plakalı aracın, tafsilatlı trafik kayıtları temin edilip aracın motor şasi numarası ve plaka değişiklikleri başta olmak üzere teknik özelliklerinin belirlenmesinden sonra, kazaya karışan aracın, kaza tarihindeki trafik sigortasını yapan şirketin tespiti suretiyle, davalı ..."nın sorumluluğunun değerlendirilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, davalı ... hakkında yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
6-Bozma ilamının kapsam ve şekli ile davacının yeniden alınacak maluliyet raporuna göre, talep olunan manevi tazminat hakkında hüküm tesis edileceği gözetilerek, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı ... vekilinin, sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı yararına; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... yararına; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Sigorta A.Ş. yararına; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... yararına BOZULMASINA; (6) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..., ... Sigorta AŞ ve ... Sigorta AŞ"ye geri verilmesine 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.