17. Hukuk Dairesi 2014/18136 E. , 2017/1650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar ve dahili davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın, kırmızı ışık ihlali yaparak sebep olduğu kazada, davacıların eşi/babası olan ...."ın öldüğünü, davacılardan eş ... ve ölenin kızı...."nin ölenin desteğinden yoksun kaldığını, ayrıca cenaze ve defin gideri yapmak zorunda kaldıklarını, tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, 5.000,00 TL. maddi tazminat ile 25.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; yargılamanın devamı sırasında, davacılardan ..."ın ölümü nedeniyle, mirasçıları adına davaya devam etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davada idari yargının görevli olduğunu, sürücülerine atfedilen kusuru kabul etmediklerini, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacıların, davalı ... aleyhine açtıkları maddi ve manevi tazminat davasının yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine; davacı ..."nin davalı ... şirketine karşı açtığı destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davasının reddine, davacıların davalı ... şirketine karşı açtığı davanın kısmen kabulü ile 1.520,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve 412,50 TL. cenaze giderinin, dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı sigortacıdan alınarak miras hisseleri oranında davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve dahili davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 106. maddesinde “Genel ve katma bütçeli kuruluşlara, il özel idareleri ve belediyelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır” denilmektedir. Anılan Yasanın sekizinci kısmının “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı birinci bölümünde yer alan 85-90. maddelerinde, motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel kişilerle, kamu tüzel kişilerinin ayrım yapılmadan aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları ön görülmüştür. Bu düzenleme itibariyle yasa, kamu idare ve kurumlarına ait ve bu arada kamu hizmetine tahsis edilen motorlu araçların verdikleri zararlardan dolayı, trafik olaylarından doğan zararların özelliği gözönünde tutularak, kamu idare ve kurumlarının özel kişilerle eşit şartlarda aynı esaslara göre sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde anılan yasanın görev ve yetkiye ilişkin 11.01.2011 tarihinde değişikliğe uğrayan 110. maddesinde "işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür" şeklinde ifade edilmiştir. Yasanın anılan bu hükümleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, "işleten" sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabilecektir.
Bu durumda, dosya kapsamındaki araç tescil kayıtlarına göre, davalı ..."na bağlı olarak görev ifa eden,.... Emniyet Müdürlüğü"ne tahsis edilmiş olan aracın karıştığı kazada meydana gelen zararlardan, davalı ...
Bakanlığı"nın sorumluluğu, hizmet kusuruna değil araç işletenin sorumluluğu ilkelerine dayanmakta olup, bu kuralları uygulamakla görevli olan yargı kolu da adli yargı olduğundan, mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin yargı yolu bakımından usulden red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar ve dahili davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve dahili davacılara geri verilmesine 20.2.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.