4. Hukuk Dairesi 2012/9266 E. , 2013/8474 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 24/03/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar Maliye Hazinesi vekili, ... ve ... tarafından, incelemenin duruşmalı olarak yapılması da temyize cevap dilekçesiyle davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, Cumhuriyet Savcısı olan davalıların hukuki sorumluluğu nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı Cumhuriyet Savcıları tarafından hazırlanan ve kamuoyunda "Ergenekon" adıyla bilinen soruşturmada kendisi hakkında verilen dinleme ve kaydetme kararı gereğince kendisinin eşi ile olan telefon konuşmalarının da dinlenerek kayda alındığını ve iddianameye eklendiğini böylece kişilik haklarına saldırıldığını belirterek manevi tazminat istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, yargılama sırasında Maliye Hazinesi davaya dahil edilerek davacının manevi tazminat isteminin kısmen devletten tahsiline, Cumhuriyet Savcısı olan davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
"Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair" 6110 sayılı Yasa, 14/02/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. 6110 sayılı Yasa"nın 12. maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"na 93/A maddesi eklenmiş ve bu Yasa maddesinde; “…hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği, kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hakim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamayacağı…” öngörülmüştür. Anılan Yasa"nın geçici 2. maddesinde ise, tazminat davasının ilgili hukuk
dairesinde açılacağı düzenlenmiştir. 6110 sayılı Yasa"nın 12. maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"na eklenen 93/A maddesinde, cumhuriyet savcılarının da, Hakimlerin Hukuki Sorumluluğuna İlişkin Kurallara tabi olduğu açıklanmıştır. Yine, yargılama aşamasında ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 46. ve 47. maddelerinde ise; sadece ‘hakimin hukuki sorumluluğu” düzenlenmiş olup; anılan Yasa maddelerinde “Cumhuriyet Savcısı” lafzına açıkça yer verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun; 46. maddesinde, “Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir…” 47. maddesinde de, “… Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda açılır ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür...” denilmektedir.
Yerel mahkemece, yukarıda açıklanan yasa maddelerine göre husumet hususunda değerlendirme yapılmışsa da görev konusu irdelenmemiştir. Oysa ki görev sorunu da kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Yerel mahkemece, Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan davalılar hakkında açılan bu davada, Asliye Hukuk Mahkemesi"nin görevli olup olmadığı hususunda; 6110 sayılı Yasa"nın 12. maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"na eklenen 93/A maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun; 46. ve 47. maddelerine göre değerlendirme yapılması, görev konusunun tartışılması ve varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken, görev sorunu irdelenip, tartışılmadan ve bu husus çözümlenmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılar ... ve ..."dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.