15. Ceza Dairesi 2017/33854 E. , 2018/528 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-f-son, 52/2, 53. ve 204/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Sanığın 02/09/2013 tarihinde vermiş olduğu dilekçesinde kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayarak savunma hakkının kısıtlandığı bu nedenle hakkında uygulanan cezaya ilişkin infazın durdurulması ile temyiz hakkının verilmesi yönündeki isteminin, mahiyeti itibariyle aynı zamanda eski hale getirme talebi niteliğinde olması nedeniyle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay"ın ilgili ceza dairesi olduğundan, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin temyiz talebinin reddine ilişkin verdiği 31/10/2013 tarihli ek karar ile sonraki işlemlerin hukuki değerden yoksun olduğu anlaşıldığından, sanığın eski hale getirme talebinin kabulü ile,
Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyetine ilişkin 19/04/2013 tarihli hüküm, sanığın 09/01/2013 tarihli celsede alınan savunması sırasında beyan ettiği aynı zamanda MERNİS adresi olan "..."" adresine "muhatap mesai saatinde işte olduğundan komşusuna mernise göre haber verilerek evrak ilgili mahalle muhtarına tebliğ edildi" şerhi ile 16/05/2013 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, yapılan tebligat işleminde Tebligat Kanunu 21/1. ve Tebligat Tüzüğünün 28. maddeleri gereğince sanığın adreste bulunmaması sebebiyle haber verilen komşunun isim ve imzasının alınmaması veya isim ve imzadan çekinmesi halinde bu durumun belirtilmemesi, tebligat yapılan adresteki binanın kapısına ihbarname yapıştırılmaması sebebiyle tebliğat usulsüz bulunduğundan, sanığın asıl hükme yönelik yapmış olduğu temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın müşterisinden aldığı kopya yoluyla oluşturulmuş sahte 2850 TL bedelli çeki ciro ederek alışveriş yaptığı katılana verdiği, çekin vadesi geldiğinde bankaya ibrazı ile sahteliğinin anlaşıldığı böylelikle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının işlendiğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, katılan beyanı ve dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkemenin mahkumiyet yönünde kabulünde isabetsizlik görülmemiş, sanığın kovuşturma aşamasında ki savunmasında çeki müşteriden aldığını, arkasını ciro ederek kullandığını beyan etmesine rağmen hükümden sonra ilk derece mahkemesine verdiği temyiz dilekçelerinde, çeki ..."tan aldığını, buna ilişkin fatura kestiğini belirterek dosyaya fatura fotokopisi sunduğu, fatura fotokopisi üzerinde yapılan incelemede faturanın isim yazan kısmında üzerinden gidilmek suretiyle birden fazla yazılara yazılmak suretiyle sonradan ... isim ve adresinin yazıldığı, fatura tarihi üzerinde oynama yapıldığı, fatura edilen malın cinsi ve fiyatı yazan kısımda silinti yapılarak yeni ibareler yazıldığı, faturanın alt kısmındaki çek bilgilerinin sonradan yazıldığı gözlenmiş olduğu faturanın bu haliyle fotokopi olup aslıda ibraz edilmediğinden gerçek olmadığı sonradan oluşturulduğu kanaatine varılmakla, çek üzerindeki birinci ve ikinci cirantaların adres, telefon gibi bilgilerinin yazılmadığının anlaşılması karşısında tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın beraat kararı verilmesi gerektiğine dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 18/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.