17. Hukuk Dairesi 2014/19825 E. , 2017/2123 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu ....hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu 4 nolu bağımsız bölümün 24.06.2010 tarihinde davalı ..."a onun tarafından da 20.09.2010 tarihinde davalı ..."e, 5 nolu bağımsız bölümün ise yine 24.06.2010 tarihinde davalı ..."e onan da 20.09.2010 tarihinde ... lehine ipotek tesis ettirdiğini belirterek bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve .... vekili, müvekkillerinin borçluyu tanımadıklarını, borçlunun vekili aracılığı ile aldıklarını, taşınmaz üzerinde mevcut takyidatlarla birlikte satın aldıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu muvaazanın olmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu Yağmur vekili, davacının alacağının kesinleşmediğini ve İİK"nun 277 madde koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin bankaya olan borcunu kapatacağını belirtmiştir.
Diğer davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak getirtilen resmi senet örneklerinden davalı ... ve ..."in, davacı alacaklının dava dayanağı...12.İcra Müdürlüğünün 5644 sayılı dosyasından konulan hacizlerle yükümlü olarak satın aldıklarından, davanın bu yöne ilişkin konusu bulunmadığı, diğer davalılar .... ve ..."un kötü niyetleri ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalı ... ve ...dördüncü kişiler olup kötü niyetleri somut delillerle ispatlanmamış bulunmasına göre davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, .
Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeridir.
Somut olayda, davalı borçlu aleyhine yapılan takipler kesinleşmiş ve adreslerinde yapılan 17.11.1999 tarihli hacizde hacze kabil mal bulunamamış, dosya kapsamı ile aciz hali sabit olmuştur.Dava konusu taşınmazlar üzerine bu takip dosyası ile ilgili olarak 19.08.1999 tarihinde ihtiyati haciz şerhi konulmuş ve takibin kesinleşmesi ile kesin hacze dönüşmüştür. Davalı ... ve ...in dava konusu taşınmazları satın aldıkları 24.06.2010 tarihinde haciz şerhi halen mevcut olduğundan anılan üçüncü kişilerin iyiniyetinden ve borçlunun mali durumu hakkında bilgi sahibi olmadıklarından söz edilemez. Dava dayanağı 1999/5644 sayılı takip dosyasından konulan haciz 30.06.2010 tarihinde icra müdülüğünce kaldırılmış, alacaklının şikayeti üzerine icra müdürünün işlemi iptal edilerek haciz 24.09.2010 tarihinde yeniden konulmuştur. Yargıtay 12.Hukuk dairesinin de yerleşmiş ve süreklilik kazanmış görüşüne göre kaldırılmış bir haczin ihyası mümkün olmayıp 24.09.2010 tarihinde konulan haciz 19.08.1999 tarihli haczin devamı olmayıp yeni bir hacizdir. Bu süreçte yani taşınmaz üzerinde haciz şerhi olmadığı dönemde 4 nolu bağımsız bölüm 20.09.2010 tarihinde davalı ..."e satılmış, 5 nolu bağımsız bölüm üzerinde yine aynı tarihte davalı ... lehine 40.000 TL ipotek tesis edilmiştir. Davalılar ... ve ...doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi değil, tasarrufun iptali istenen taşınmazı üçüncü kişi davalılar ... ve ...ile işlem yapan dördüncü kişilerdir. Bu davalılar hakkındaki davanın kabul edilebilmesi, dolayısıyla onun yaptığı tasarrufun iptali, ancak kötü niyetli olduğunun kanıtlanması durumunda mümkündür. Anılan davalılaran kötü niyetli olduğu yani borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğunun davacı alacaklı tarafından kanıtlanamadığı anlaşıldığından davalılar ... ve ...yönünden davanın reddi yerindedir. Bu durumda İİY’nın 283. maddesine göre davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak mahkemece davalı üçüncü kişi ..."ın taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri nisbetinde davalı ..."in ise ipotek bedeli oranında (takip konusu alacak ve fer"ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemesine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bu davalılar yönünden de davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-Tasarrufun iptali davalarında davanın esastan reddi halinde takip konusu alacak ile iptali istenilen tasarruf konusu şeyin değerinden hangisi az ise o değer üzerinden davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilir.Davalı ... yönünden dava esastan red edildiğine göre anılan şahıs yararına 4 nolu taşınmazı satın aldığı 20.09.2010 tarihindeki gerçek değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."e geri verilmesine 28/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.