4. Hukuk Dairesi 2020/3362 E. , 2021/726 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/05/2019 gününde verilen dilekçe ile bilirkişilerin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince (ilk derece sıfatıyla) yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 22/01/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Bölge adliye mahkemesi Gerekçeli karar başlığında 3.kişi olarak ilk derece mahkemesi hakimi ...’ın yazılmış olması ve ihbar olunan bilirkişi ...’un yazılmamış olmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla, bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, bilirkişinin hukuki sorumluluğu hükümlerine dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Bölge adliye mahkemesince (ilk derece mahkemesi sıfatıyla), davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı Kütahya 1. Aile Mahkemesi"nde görülen dava dosyasında raporu bulunan ihbar olunan bilirkişinin, dava dışı eski eşinin katkı payı ve katılma alacağını hatalı hesapladığını, görevini kötüye kullandığını, hükmün tesisinde zarar görmesine yol açtığını belirterek, maddi ve manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, bilirkişinin hukuki sorumluluğu doğabilmesi için yasada aranan koşulların mevcut olayda gerçekleşmediğini, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporunda davacının dava dışı eski eşinin gayrimenkul ve menkul mallardan dolayı katkı payı alacağının hesaplandığı, ancak dosya davacısı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarında hesaplama hatasını belirterek itirazda bulunmadığı, temyiz aşamasında da bu hususa değinilmediği, davacı tarafça ihbar olunan bilirkişinin ağır ihmali ile gerçeğe aykırı rapor düzenlediği hususunun da ispatlanamadığı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez” şeklinde düzenlenmiştir. Öte yandan aynı Tarife’nin 10. maddesinin 3. fıkrasında, manevi tazminat davalarında istemin tümden reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre maktu vekalet ücretine hükmolunacağı, 4. fıkrasında ise manevi tazminat davasının maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedileceği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının 1.000TL maddi tazminat, 60.000 TL manevi tazminat istemlerinin tümden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Şu halde; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 10/3 maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı yararına manevi tazminat yönünden 8.600 TL nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulması gerekirse de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 maddesinin verdiği yetkiye istinaden düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (3) nolu bentte gösterilen nedenlerle, hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin 5. bendinin silinerek yerine “Davalı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddilen maddi tazminat istemi yönünden 1.000 TL, manevi tazminat istemi yönünden 2.810 TL olmak üzere toplam 3.810 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde ibarenin yazılmasına, davacının diğer temyiz itirazlarının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.