
Esas No: 2015/17978
Karar No: 2015/17978
Karar Tarihi: 22/3/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
SÜLEYMAN ASLAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2015/17978) |
|
Karar Tarihi: 22/3/2018 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Recep
KÖMÜRCÜ |
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI |
|
|
Muammer
TOPAL |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör |
: |
Volkan
SEVTEKİN |
Başvurucu |
: |
Süleyman
ASLAN |
Vekili |
: |
Av. Vedat ÖZKAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede ve hakkaniyete uygun yargılama
yapılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 19/11/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, silahlı terör örgütü adına suç işleme ve terör
örgütü propagandası yapma suçlardan başlatılan soruşturma kapsamında 22/3/2009
tarihinde gözaltına alınmış; 23/3/2009 tarihinde tutuklanmıştır.
9. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile görevli)
6/4/2009 tarihli iddianamesiyle atılı suçlardan başvurucu hakkında kamu davası
açılmıştır.
10. Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) yapılan yargılama
sonucunda 29/12/2009 tarihli karar ile başvurucunun üzerine atılı suçlardan
mahkûmiyetine karar verilmiştir.
11. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin temyiz incelemesi sonunda
26/6/2012 tarihli kararla silahlı terör örgütü propagandası yapma suçundan
verilen mahkûmiyet hükmü onanmış, silahlı terör örgütü adına suç işleme suçuna
yönelik hüküm bozulmuştur.
12. Yargıtay kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda
Mahkemenin 18/12/2012 tarihli kararıyla başvurucunun; silahlı terör örgütü
propagandası yapma suçundan verilen ve kesinleşen hapis cezasının 5/7/2012
tarihinde yürürlüğe giren 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın
Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un
geçici 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca infazının
ertelenmesine, silahlı terör örgütü adına suç işleme suçundan beraatine karar verilmiştir.İtiraz
yolu açık olmak üzere başvurucunun yüzüne karşı verilen terör örgütü
propagandası yapma suçundan kesinleşen hapis cezasının infazının ertelenmesi
kararına itiraz edilmediğinden 26/12/2012 tarihinde kesinleşmiştir.
13. Beraat kararının temyizi üzerine Yargıtay 16. Ceza
Dairesinin 21/10/2015 tarihli kararı ile Cumhuriyet savcısının yerinde
görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate
ilişkin hüküm onanmıştır.
14. Başvurucu 19/11/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 22/3/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
16. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
18. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).
19. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı
değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate
alınır (B.E., § 29).
20. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 6 yıl 7 aylık
yargılamanın süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
21. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
22. Başvurucu; hakkında yürütülen ceza yargılamasında
beyanlarına itibar edilmeyip yasal bir gösteride çekilen ve suç unsuru
taşımayan görüntülerin aleyhine değerlendirilerek, kendisine delilleri
denetleme imkânı da verilmeden infazın ertelenmesine karar verilmesi suretiyle
Anayasa"nın 10., 36., 38., 40., 138. ve 142. maddelerinde güvence altına alınan
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu çerçevede, başvurucu her ne kadar
Anayasa"nın 10., 38., 40., 138. ve 142. maddelerinde güvence altına alınan
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmekte ise de başvurucunun adil ve
hakkaniyete uygun yargılama yapılmadığına yönelik diğer ihlal iddialarının bir
bütün olarak Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma
hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı
fıkrası uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403,
26/3/2013, § 16).
25. Terör örgütünün propagandasını yapma suçundan verilen hapis
cezasının infazının ertelenmesine karar verilmekle birlikte başvurucu,
iddialarını ileri sürebileceği itiraz olağan kanun yolunu tüketmeksizin (bkz. § 12) bireysel
başvuruda bulunmuştur.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun"un
50. Maddesi Yönünden
27. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
"Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal
edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde
ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir …"
28. Başvurucu 20.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat
talebinde bulunmuştur.
29. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
30. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle yalnızca
ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya
net 7.200 TL manevi tazminatödenmesine karar
verilmesi gerekir.
31. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal
arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge
sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi
gerekir.
32. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harç ve 1.980
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma
hakkına ilişkin diğer ihlal iddialarının başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 7.200 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin
REDDİNE,
D. 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.206,90 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Adana 6. Ağır Ceza
Mahkemesine (E.2012/263, K.2012/285) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
22/3/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.