15. Ceza Dairesi 2020/11877 E. , 2021/849 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheliler Ahmet Genç ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Geyve Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/05/2020 tarihli ve 2020/568 soruşturma, 2020/344 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Sakarya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/1619 değişik iş sayılı kararın aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20/10/2020 gün ve 94660652-105-54-13193-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak soruşturma dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/11/2020 gün ve 2020/96407 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu nazara alındığında,
Müştekiler tarafından şüphelilerin dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiası ile yapılan şikayet üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 02/11/2015 tarihli ve 2015/14198 esas, 2015/30575 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, Cumhuriyet savcısı tarafından müştekinin şikayet dilekçesinde belirttiği hususların araştırılması gerektiği; dolayısıyla 22/04/2020 tarihli şikayet dilekçesinin ekinde sunulan devre mülk sözleşmeleri asılları ile kovuşturmaya yer olmadığı kararında bahsi geçen Gevye Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın dosya içerisine celp edilerek incelenip, şüphelilerin ve müştekilerin de ifadeleri alınarak, müştekilerin iddialarına ilişkin araştırma yapılıp gerekli deliller toplandıktan sonra sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz hakkında soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi, sonucuna göre kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müştekiler vekilinin sunduğu şikayet dilekçesinde, müştekiler ile ... Termal Turizm Anonim Şirketi arasında devre mülk satış vaadi sözleşmeleri yapıldığını, müştekilerin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdikleri ve herhangi bir borçları olmadığı halde bazı devre mülklerin tapudan devrini yapılmadığını, bazı devre mülklerin ise vadesi üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen inşaatının dahi bitirilmediğini, müştekilerle şirket arasında yapılan sözleşmenin devre mülk satış sözleşmesinden çok bir devre tatil sözleşmesi niteliğinde olduğunu, devre mülk sözleşmesinin bir paravan niteliği taşıdığını, devre mülk satış vaadi sözleşmesinde müştekilerin sözleşme yaptığı şirket ... Termal Turizm A.Ş. iken paranın yatırılacağı hesabın ... Turizm Pazarlama A.Ş. adında başka bir şirkete ait olduğunu ve ödemelerin bu hesaba yapıldığını, anılan şirketin bu uygulamasının aynen sözleşmedeki paravan işlem gibi paravan şirket aracılığıyla kötü niyetli bir şekilde yapıldığını, ... Termal Turizm A.Ş"nin ismi kullanılarak bu şirketin yönetimindeki kişilerin sözleşme yaptıkları kişilere yönelik olarak aldatma kastlarının bulunduğunu, Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 57. maddesine göre devre mülk satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğinin resmi şekle bağlandığını ve şirketin tacir olması nedeniyle bu hususu bilmesine rağmen taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını, şirket yöneticilerinin bu sözleşmeleri akdederken kasıtlı olarak resmi şekil şartına uymadıklarını ve böylece müştekilerin iradelerini sakatladıklarını, ayrıca Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 59. maddesinde devre mülk hakkının yıllık 15 günden az olamayacağı düzenlenmesine karşın taraflar arasındaki sözleşmelerde bu sürenin 14 gün olarak belirlendiğini ve başlangıçtan itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket eden şirket yöneticisi şühelilerin müştekilerin iradelerini sakatlamak suretiyle kendilerine haksız çıkar sağlayıp nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle şikayetçi olmaları üzerine başlatılan soruşturmada, Geyve Cumhuriyet Başsavcılığınca, taraflar arasındaki uyuşmazlığın devre mülk satışından kaynaklı hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı, müştekilerin yasal haklarını hukuk mahkemelerinde yahut icra dairelerinde arayabilecekleri, UYAP sorgulamasında müştekilerin Geyve Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarının görüldüğü gerekçeleriyle 19/05/2020 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ve bu karara müştekiler vekilinin itirazı üzerine Sakarya 1. Sulh Ceza Hâkimliğince uyuşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, ceza yargılamasını gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçesiyle 25/06/2020 tarihli karar ile itirazın reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşme ve diğer ilgili belgelerin dosya arasına getirtilerek incelenmesi, yasal koşulları haiz olup olmadıklarının ortaya konulması, şirketlerin birbirleriyle bağlantılı olup olmadıklarının ve eğer öyleyse bunun mahiyetinin belirlenmesi, hukuk mahkemesi dava dosyasının da getirtilerek incelenmesi ve bunun tutanağa bağlanması, müştekilerin beyanları ve şüphelilerin savunmalarının alınması, şüphelilerin başlangıçtan itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket ettikleri iddiasına yönelik olarak başkaca delil mevcut ise bunun da dosyaya getirtilerek incelenmesi ve bundan sonra sonucuna göre şüphelilerin hukukî durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın reddine karar verilmesi nedeniyle, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Sakarya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/06/2020 tarih ve 2020/1619 D.İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 08/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.