9. Hukuk Dairesi 2014/4257 E. , 2015/14915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde ... olarak çalışırken iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin, bir kısım aylık ücret, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının kendi el yazısı ile verdiği istifa dilekçesi ile istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, davacının işveren tarafından işten çıkartılmasının söz konusu olmadığı gibi, istifa dilekçesi içeriğinde de herhangi bir haklı sebep iddiasının mevcut olmadığını, yapılan ücret ödemeleri bakımından herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmeksizin çalışmasına devam ettiğini, ayrıca taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 6 yılı aşkın kıdemi bulunduğu, Yargıtay kararlarında yıllarca çalışması bulunan bir işçinin tazminatlarını almadan nedensiz yere istifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunun belirtildiği, mevcut olayda, iş akdinin davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirir şekilde haksız olarak fesih edildiği kanaatine varıldığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı dışında yıllık izin, bir kısım aylık ücret, ulusal bayram ve genel taatil alacaklarına da hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı davalı işyerinde çalışırken iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edildiğini ileri sürerken davalı, davacının istifa ettiğini savunarak istifa dilekçesi sunmuştur.
Mahkemece, iş akdinin davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirir şekilde haksız olarak fesih edildiği, kabul edilmiş ise de bu kabul dosya kapsamına uygun değildir.
Dosyada mevcut istifa dilekçesi el yazılı ve imzalı olup içeriğinde davacının 14/05/2011 günü mesai bitimi istifa ettiği yazılıdır.
Davacı vekili, sunulan istifa dilekçesine karşı davacının haklarını alabilmek için bunu yazdığını sonra işverenin fesihten vazgeçtiğini, bundan sonra davacının çalışmaya devam ettiğini ve sonra davacıyı işten çıkardığını iddia etmiş ise de dilekçenin baskı ya da irade fesadı altında alındığı ortaya konamamıştır. Öte yandan davacının dava dilekçesinde fesih tarihi olarak 14/05/2011 tarihi göstermesi ancak istifa dilekçesine karşı bu tarihten sonra çalışmaya devam ettiğini belirtmesi de çelişkilidir.
Davacı tanıkları da davacının haklarını alamadığı için ayrıldığını beyan etmişlerdir.
Açıklanan delil duruma göre davacının bir kısım ücret alacakları bulunması ve aldığı gerçek ücretin resmi kayıtlarda gösterilmemesi nedenleri ile 14/05/2011 tarihinde iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiği kabul edilmelidir. Zira ücretlerin gereği gibi hesaplanıp ödenmemesi 4857 sayılı Yasanın 24II-e hükmü gereği işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle fesih imkanı verir. Ancak haklı nedenle dahi olsa iş sözleşmesini sona erdiren tarafın ihbar tazminatına hak kazanamayacağı gözetilerek ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken Mahkemece hatalı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile ihbar tazminatına hükmedilmesi isabetsizdir.
3-Davacı davalı işyerinde milli bayramlarda çalışma yapıldığını ileri sürmüş ve Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda istem hüküm altına alınmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık anlatımları dikkate alınarak alacak belirlenmiştir. Dinlenen davacı tanıklarından biri dini bayramlarda çalışma olmadığını milli bayramlarda çalıştığını söylerken diğeri dini bayramlarda çalışma yapıldığını, milli bayramlarda çalışma olmadığını, sadece Cumhuriyet Bayramında çalışma olmadığını diğer milli bayramlarda çalışıldığını beyan etmişlerdir. Bu beyanlar birbiri ile çelişkili olup, bu çelişki giderilmeden alacağın hüküm altına alınması hatalıdır.
4-Davacı, dava dilekçesinde davalı işyerinde yıllık izinlerini tam olarak kullanamadığını beyan edip izin ücreti istemiş ve Mahkemece davacının bu konudaki yemini dikkate alınarak alacak hüküm altına alınmıştır.
Davalı taraf, davacının aynı işyerinde çalışan başka bir işçinin davasında tanık olarak verdiği beyanına dair duruşma zaptı sunmuş olup bu beyanda davacının son yıla kadar yıllık izin kullandırıldığını söylediği görülmüştür. Bu ifade Mahkeme önünde yeminli olarak verilmiş olup ikrar niteliğindedir ve ikrar da kesin delildir.
Mahkemece davalının sunduğu bu delil araştırılıp değerlendirilmeye tabi tutularak izin alacağı belirlenmelidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.