15. Ceza Dairesi 2020/11883 E. , 2021/854 K.
"İçtihat Metni"
Basit dolandırıcılık suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 100,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Ordu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/06/2016 tarihli ve 2012/445 esas, 2016/859 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, anılan kararın infazı sırasında, 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilerek, sanığın infazın durdurulması yönündeki talebinin kabulü ile infazın durdurulmasına ve uzlaştırma işlemleri için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin Ordu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli ve 2012/445 esas, 2016/859 sayılı ek kararını takiben uzlaşma sağlanamaması sebebiyle ilâmın infazının devamına dair Ordu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/02/2017 tarihli ve 2012/445 esas, 2016/859 sayılı ek kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28/10/2020 gün ve 94660652-105-52-3128-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/11/2020 gün ve 2020/97051 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya aslının, diğer sanık yönünden temyiz talebinde bulunması nedeniyle Yargıtay"da olduğu anlaşılmakla onaylı dosya sureti üzerinde yapılan incelemede;
Mahkemesince, uzlaşma sağlanamadığına dair düzenlenen rapor nazara alınarak anılan cezanın infazının devamına karar verilmiş ise de;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır." şeklindeki,
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." şeklindeki,
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." şeklindeki,
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." şeklindeki,
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." şeklindeki,
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." şeklindeki,
Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak, mernis adresi ile bilinen en son adresin aynı olduğunun anlaşılması halinde 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince işlem yapılması, mernis adresinin farklı bir adres olduğunun anlaşılması durumunda ise mernis adresine aynı Kanun"un 10/1. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği,
Somut olayda, uzlaştırmacı tarafından PTT marifetiyle sanığa iadeli taahhütlü davetname gönderildiği, müşteki ve sanığa PTT marifeti ile çıkarılan davetnamenin tebliğ edilmeksizin iade edilmesi üzerine, taraflara ulaşılamaması gerekçesiyle uzlaşma sağlanamadığı yönünde rapor düzenlenmiş ise de; taraflara öncelikle bilinen son adreslerine anılan davetiyenin gönderilmesi gerektiği, iade edilen davetiye yönünden yukarıda detaylıca açıklandığı üzere uzlaştırma bürosundan bilinen son adreslerine uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerektiği cihetle, usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/6. maddesi ve bu maddeyle aynı doğrultuda düzenleme içeren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği"nin 7/12 ve 31/7. maddeleri uyarınca, resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmeden muhakemeye devam olunacağı düzenleme altına alınmış olup incelenen dosya kapsamına göre, hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK"nın 157/1 maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün usulüne uygun bir şekilde kesinleştirilerek infaza verilmesinden sonra C.Başsavcılığı tarafından, 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik doğrultusunda uyarlama talebinde bulunulduğu, mahkemece 2012/445-2016/859 E-K sayılı dosyasından verilen 09/12/2016 tarihli Ek Karar ile hükümlünün infazı durdurularak uzlaştırma işlemleri yapılmak üzere dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, uzlaştırmacı tarafından düzenlenen 15/02/2017 tarihli uzlaştırma raporuna göre, katılanlarla ilgili yapılan uzlaştırma işlemlerinden başka, hükümlüye iki kez iadeli taahhütlü posta işlemiyle uzlaştırma teklifinin gönderildiği ve bu postaların iade döndüğü, başkaca adres tespiti için mahkemeden araştırma yapıldığında hükümlü hakkında yakalama kararı bulunduğunun tespit edildiği ve bu nedenle uzlaştırma işlemlerinin devamı yoluna gidilmeksizin uzlaştırma işlemlerine son verildiği, bunun üzerine mahkemece anılan dosyadan verilen 28/02/2017 tarihli Ek Karar ile uzlaştırmanın sağlanamaması nedeniyle infazın kaldığı yerden devamına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ceza muhakemesinde uzlaştırma işlemleriyle ulaşılmak istenen gaye nazara alındığında, uzlaştırma sırasında sanığa ulaşılamadığı ve yukarıda zikrolunan kanun ile yönetmelik maddelerinde değinilen koşul gerçekleşmekle uzlaştırmacı tarafından uzlaştırma işlemlerinin devamı yoluna gidilmeksizin işlemlere son verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden, Ordu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/445-2016/859 E-K sayılı dosyasından verilen 28/02/2017 tarihli Ek Kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 08/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.