11. Hukuk Dairesi 2016/8987 E. , 2016/7478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
... Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/04/2016 tarih ve 2016/529-2016/529 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati haciz kararına itiraz eden (borçlu) vekili, müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararına konu çek yaprağının müvekkili şirketin iş yerinden boş olarak çalındığını ve doldurularak sahte imza ile işleme konulduğunu; bu konuda şikayette bulunduklarını, ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2015/28402 sayılı dosyası üzerinden soruşturmanın sürdürüldüğünü, alacaklının çekin tahsili istemi nedeniyle kendilerine başvurduğunda çekin çalıntı olduğunu bildirdiklerini bu nedenle ihtiyati haciz isteminde bulunanın kötü niyetli olduğunu, ayrıca müvekkili şirketin merkez adresinin ".../ ...l" olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkili olmadığını ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf (alacaklı) vekili, icra takibine konu borcun bir kısmının aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlulardan ... tarafından haricen ödendiğini, bu nedenle ihtiyati hacizden ve takipten feragat ettiklerini, İcra Müdürlüğünce yapılmış tüm hacizlerin kaldırıldığını savunarak, konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İİK"nın 265. maddesine göre, borçlunun ihtiyati haczin dayandığı sebeplere mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği, talebe konu çekin zorunlu unsurlarının bulunduğu, ihtiyati haciz kararına dayanak olan çekteki keşideci imzasına yönelik sahtecilik iddiasına ilişkin hususların ise menfi tespit davasında incelenebileceği, mahkemenin yetkisi bakımından ise; muhatap bankaya ibraz edilen ancak karşılıksız kalan çeke dayalı borcun bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliğine dönüştüğü, İİK madde 258-(1) delaletiyle İİK madde 50 uyarınca HMK"nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulduğu; HMK"nın 10-(1) maddesi uyarınca ifa yeri olarak TBK"nın 89. maddesi hükmü nedeniyle alacaklının ikametgahı yeri mahkemesinin yetkili olduğunun kabulü gerektiği, bunun yanında talebe dayanak çekin cirantası olan ve hakkında ihtiyati haciz istenen
borçlu ..."ın yerleşim yerinin de “Maltepe/ İstanbul" olduğu, bu adresin mahkemenin yargı çevresi içerisinde bulunduğu ve takip alacaklısının ihtiyati hacizden ve takipten feragatinin mahkemece verilen karara etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili temyiz etmiştir.
Talep, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. İhtiyati haciz isteyen (alacaklı) vekili tarafından mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına dayalı olarak İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğü"nün 2016/3669 esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olup, alacaklı tarafından belirtilen dosyaya sunulan 14.03.2016 tarihli dilekçe ile ihtiyati hacizden ve takipten feragat edildiği bildirilmiştir. Ayrıca ihtiyati haciz isteyen (alacaklı) vekilinin vekaletnamesinin HMK"nın 74. maddesinde tanımlanan özel yetkiyi de içerdiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, muteriz borçlu vekilinin ihtiyati hacze itiraz tarihinin 07.03.2016 tarihi olduğu ve alacaklının feragatinin daha sonraki bir tarihte gerçekleştiği gözönüne alınarak; ihtiyati hacizden ve takipten feragat nedeniyle itirazın İİK’nın 265. maddesinde sayılan nedenlere dayalı olup olmadığı tartışılmaksızın muteriz borçlu hakkındaki ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı gerekçe ile itirazın reddedilmesi doğru olmamış, muteriz borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının mümeyyiz borçlu lehine bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, yerel mahkeme kararının ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.