Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/16797
Karar No: 2008/9211
Karar Tarihi: 16.06.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/16797 Esas 2008/9211 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/16797 E.  ,  2008/9211 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kastamonu İş Mahkemesi
    TARİHİ : 12/06/2007
    NUMARASI : 2005/83-2007/180

    Davacı, 1.1.1977-21.02.1980 ve 20.04.1982-31.03.2001 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitiyle, askerlik borçlanması ile hizmet birleştirme talebinin reddine ilişkin Kurum işleminin iptaliyle, yaşlılık aylığına hak kazandığını ve ödenmeyen yaşlılık aylıklarının faiziyle tahsiline  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün  taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Hüküm, İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
    Olayda hüküm 12.6.2007 tarihinde davalı kurum vekiline  tefhim edilmiş temyiz ise 22.6.2007 tarihinde vukubulmuştur. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi  geçmiştir.
    O halde, 1.6.l990 Tarih ve l989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da gözönünde tutularak temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddi cihetine gitmek gerekmiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı kurum vekilinin temyiz dilekçesinin süreaşımı yönünden REDDİNE,
    2- Davacı 1.1.1977-21.2.1980 ve 20.04.1982-31.03.2001 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu  sigortalı  olduğunun  tesbitini, Kurumun askerlik borçlanması ile  hizmet birleştirme talebinin reddine ilişkin kararının iptalini ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti,ödenmeyen yaşlılık aylıklarının faiziyle davalı Kurumdan tahsilini  istemiştir.
    Mahkeme, 1.1.1977-21.02.1980 ve 20.04.1982-11.08.1998 tarihleri arasındaki döneme ilişkin tespit istemi ile yaşlılık aylığı isteminin reddine, 1479 sayılı Yasa"ya tabi  sigortalılığı ile çakışmayan 506 sayılı Yasa"ya tabi 6.7.1988-15.1.1989 tarihleri arasındaki  190 günlük zorunlu, 1.11.1994-30.10.1995 tarihleri arasındaki 180 günlük isteğe bağlı  sigortalılık sürelerinin 2829 sayılı Yasa uyarınca birleştirilmesi gerektiğine ve askerlik borçlanmasının reddine ilişkin kurum işleminin de iptaline karar verilmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 10.09.1998 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden giriş bildirgesi ile 20.04.1982 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, vergi mükellefiyeti kaydının 1.1.1977-21.02.1980 tarihleri arasında olduğu ve tekrar 12.08.1998 tarihinden itibaren başlayarak süregeldiği esnaf sicil kaydının mevcut olmadığı, prim ödemelerinin 1998 yılından itibaren başladığı, 1999/698 sayılı icra takibi ile  20.04.1982-30.06.1999 tarihleri arasındaki, 2001/224 sayılı icra takibi ile de  20.04.1982-31.03.2001 tarihleri arasındaki prim borçlarının  tahsil edildiği, zamanında gerekli incelemeyi yapmaksızın davacıyı 20.04.1982 tarihinden itibaren sigortalı olarak kabul eden ve primleride buna göre tahsil eden Kurumun 2004 yılından itibaren sigortalılık başlangıcını 12.08.1998 tarihine çekerek bu tarihten itibaren sigortalı saydığı, davacının 6.7.1988-15.1.1989 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi 190 gün zorunlu  ,1.11.1994-30.10.1995 tarihleri arasında da 180 gün isteğe bağlı  hizmetlerinin bulunduğu görülmüştür.
    1479 sayılı Yasa"da 506 sayılı Yasa"nın 79. maddesine koşut geçmiş hizmetlerin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut olmadığından mahkemenin 1.1.1977-21.02.1980 tarihleri arasındaki süre ile üzerinde uyuşmazlık bulunmadığından 12.08.1998-31.03.2001 tarihleri arasındaki sürelere ilişkin red kararı ve sigortalı olduğu dönemde borçlanma talebinde bulunduğundan askerlik borçlanmasının kabulüne ilişkin olarak verilen karar doğrudur.
    20.04.1982-12.08.1994 tarihleri arasındaki süre yönünden ise, davacının bu sürede 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde öngörülen kaytılarının mevcut olmadığı dolayısıyla sigortalılık koşullarının   bulunmadığı   açıktır.   Ancak  Kurum zamanında hiçbir araştırma yapmaksızın davacıyı
    20.04.1982 tarihinden itibaren sigortalı olarak kabul etmiş, yaptığı icra takipleri ile bu süreye ilişkin tüm primleri zorunlu sigortalılık kolundan  tahsil etmiş ve uzun sürede kullanmıştır. Davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan Kurmun, sigortalılık inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1997/10-578-758 sayılı kararında da belirtildiği üzere, davacının Sosyal Güvenlik Hukuk İlkelerinin ve Medeni Kanunda yer alan iyiniyet kurallarının uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primlerin alındığı dönemde zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerekir.         
    Öte yandan zorunlu sigortalılık ile isteğe bağlı sigortalılığın çakışması durumunda asıl olan zorunlu sigortalılık olduğu gibi, başka  sosyal güvenlik kuruluşlarına ait zorunlu sigortalılık sürelerinin  çakışması durumunda ise çifte sigortalılık mümkün bulunmadığından asıl olan önceden başlayarak devam eden sigortalılıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurlu"nun 2001/21-627-659 ve 2005/21-389-430 sayılı Kararlarında da önceden başlayan sigortalılığın asıl sigortalılık olduğu özellikle vurgulanmıştır.
    Somut olayda, 20.04.1982 tarihinden itibaren başlayan zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının asıl sigortalılık sayılması gerekmesine göre çakışan 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu ve isteğe bağlı  sigortalılık sürelerinin iptali ile 1479 sayılı Yasa"nın 35. maddesi ile geçici 10. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı koşularınında yeniden değerlendirilmesinin gerektiği ortadadır.
    Ayrıca, davanın açıldığı 3.6.2005 tarihi itibariyle uyuşmazlık S.S.K. Başkanlığının hak alanını ilgilendirdiği halde davacı tarafından husumet S.S.K. Başkanlığına yöneltilmediği gibi mahkemecede bu yön gözetilerek davacıya önel verilmek suretiyle S.S.K. Başkanlığının davaya katılımı sağlanmamış ve dava ile ilgili savunma ve beyanları alınmamışsa da yargılama sırasında 16.05.2006 tarihinde kabul edilip 20.05.2006 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren  5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ve Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı aynı çatı altında toplanmış olduğundan ve S.S.K. Başkanlığı ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğü hüküm tarihinden önce tüm aktif ve pasifi, personeli, dava dosyaları ile Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiş Bağ-Kur Genel Müdürlüğü vekili Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili olmuştur.
    Yapılacak iş; davalı vekilinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından usulüne uygun olarak alınmış  vekaletnamesinin getirtilerek 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılıkla ve dava ile ilgili beyanlarını almak  ve çıkacak sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek kurulan  hüküm  usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi