
Esas No: 2017/34584
Karar No: 2017/34584
Karar Tarihi: 22/3/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
M.Ö. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2017/34584) |
|
Karar Tarihi: 22/3/2018 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Recep
KÖMÜRCÜ |
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI |
|
|
Muammer
TOPAL |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör Yrd. |
: |
Fatih ALKAN |
Başvurucu |
: |
M.Ö. |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir kısım mahpusun açık görüş hakkının iki ayda bir
olacak şekilde sınırlandırılması nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 8/9/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü sunmuştur.
6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Türkiye 15 Temmuz 2016 gecesi silahlı bir darbe teşebbüsüyle
karşı karşıya kalmış ve Bakanlar Kurulu tarafından ülke genelinde 21/7/2016
tarihinden itibaren doksan gün süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan edilmesine
karar verilmiştir. Üç aylık sürelerle uzatılan OHAL süreci devam etmektedir.
Darbe teşebbüsüne ilişkin süreç, OHAL ilanı, OHAL döneminin gerektirdiği
tedbirlere ilişkin detaylı açıklamalar Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğerleri (B. No:
2016/22169, 20/06/2017, §§ 12-20, 47-66) kararında yer almaktadır.
9. Eski Yargıtay üyesi olan başvurucu, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe
teşebbüsü sonrasında terör örgütü (FETÖ/PDY, Fetullahçı
Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması) üyesi olduğu gerekçesiyle Ankara 1.
Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/7/2016 tarihli kararıyla tutuklanarak Sincan T Tipi
Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna konulmuştur.
10. Başvurucu 8/10/2016 tarihinde Silivri 8 No.lu L Tipi Kapalı
Ceza İnfaz Kurumuna (Ceza İnfaz Kurumu) nakledilmiştir.
11. Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulunca farklı
tarihlerde verilen kararlarda, 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret
Edilmeleri Hakkında Yönetmelik"in (Ziyaret Yönetmeliği) 5. maddesinin (e) bendi
gereğince başvurucunun iki ayda bir olacak şekilde açık görüş hakkından
yararlanabileceği belirtilmiştir.
12. Başvurucu "Açık görüş hakkının iki ayda bir yaptırılmak
suretiyle kısıtlanması" konulu şikâyet dilekçesini ilgili İnfaz
Hâkimliğine gönderilmek üzere söz konusu Ceza İnfaz Kurumuna 14/6/2017
tarihinde sunmuştur. Dilekçesinde başvurucu, diğer tutukluların ayda bir kez açık
görüş hakkını kullanabilmelerine rağmen kendisinin iki ayda bir kez açık görüş
hakkından yararlandırıldığını iddia etmiştir. Başvurucu, açık görüş hakkının
iki ayda bir kez verilmesi şeklindeki istisnai uygulamanın olağanüstü hâl
koşulları altında getirilmesine ve Ceza İnfaz Kurumu kurallarına uygun şekilde
davranmasına rağmen söz konusu uygulamanın kural hâline getirildiğini ileri
sürmüştür. Ayrıca başvurucu, farklı ceza infaz kurumlarında kendisiyle aynı
suçlamayla tutuklu bulunan kişilere bu hakkın ayda bir kez tanındığını
belirtmiştir. Başvurucu, iki ayda bir değil ayda bir kez olacak şekilde açık
görüş hakkından yararlandırılması talebinde bulunmuştur.
13. Silivri 2. İnfaz Hâkimliğinin (İnfaz Hâkimliği) 23/6/2017
tarihli kararıyla şikâyetin reddine karar verilmiştir. Kararda, Ziyaret
Yönetmeliği"nin 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince açık görüş
planlaması yapma yetkisinin idare ve gözlem kurullarında olduğu, ilgili İdare
ve Gözlem Kurulunun takdir hakkını kullanmasında usul ve yasaya bir uygunsuzluk
tespit edilemediği belirtilmiştir.
14. Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 27/7/2017 tarihli kararıyla,
İnfaz Hâkimliği kararının gerekçesi yerinde görülerek anılan karara yapılan
itiraz reddedilmiştir.
15. Nihai karar 21/8/2017 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
16. Başvurucu 8/9/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
17. Anayasa Mahkemesinin 20/2/2018 tarihli müzekkeresiyle,
başvurucunun tutuklu kaldığı süre boyunca aile fertleriyle yaptığı tüm
görüşlerin sıklığına, usulüne ve süresine ilişkin bilgi ve belgeler ilgili Ceza
İnfaz Kurumundan talep edilmiştir. 22/2/2018 tarihli cevap yazısında, normal
kapasitesi 1.746 kişi olan Ceza İnfaz Kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlü
sayısının 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsünden sonra kapasitenin üzerine
çıktığı, sayının 2.189 kişiye kadar ulaştığı belirtilmiştir. Cevapta, infaz
koruma personelinin sayısının azaldığı ifade edilmiştir. Cevap yazısında, Ceza
İnfaz Kurumuna 8/10/2016 tarihinde nakledilen başvurucunun söz konusu tarihten itibaren
aile fertleriyle (eşi, iki çocuğu, annesi, kardeşleri ve kayınbabası) on üç kez
açık ve kırk iki kez kapalı görüş yaptığı ifade edilmiştir. Buna göre başvurucu
28/10/2016, 30/12/2016, 24/2/2017, 28/4/2017, 19/5/2017, 30/6/2017, 28/8/2017,
3/9/2017, 29/9/2017, 27/10/2017, 1/12/2017, 29/12/2017 ve 26/1/2018
tarihlerinde açık; 14/10/2016, 21/10/2016, 4/11/2016, 11/11/2016, 18/11/2016,
25/11/2016, 2/12/2016, 9/12/2016, 16/12/2016, 6/1/2017, 13/1/2017, 20/1/2017,
27/1/2017, 3/2/2017, 10/2/2017, 3/3/2017, 17/3/2017, 24/3/2017, 7/4/2017,
14/4/2017, 5/5/2017, 2/6/2017, 9/6/2017, 16/6/2017, 23/6/2017, 7/7/2017,
14/7/2017, 11/8/2017, 18/8/2017, 1/9/2017, 15/2017, 6/10/2017, 13/10/2017,
10/11/2017, 17/11/2017, 24/11/2017, 15/12/2017, 22/12/2017, 5/1/2018, 19/1/2018,
2/2/2018 ve 16/2/2018 tarihlerinde kapalı görüş hakkından yararlandırılmıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
18. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un "Hükümlüyü
ziyaret" kenar başlıklı 83. maddesinin ilgili kısımları
şöyledir:
"(1) Hükümlü, belgelendirilmesi koşuluyla
eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı
tarafından haftada bir kez ve ayrıca kuruma kabullerinde, zorunlu hâller
dışında bir daha değiştirilmemek üzere, ad ve adreslerini bildirdiği en fazla
üç kişi tarafından, yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere çalışma
saatleri içinde ziyaret edilebilir. ...
.."(1) Hükümlü, belgelendirilmesi
koşuluyla eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile vasisi veya
kayyımı tarafından haftada bir kez ve ayrıca kuruma kabullerinde, zorunlu
hâller dışında bir daha değiştirilmemek üzere, ad ve adreslerini bildirdiği en
fazla üç kişi tarafından, yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere çalışma
saatleri içinde ziyaret edilebilir...
..
(3) Görüşler, koşul ve süreleri Adalet
Bakanlığınca hazırlanan yönetmelikle kapalı ve açık olmak üzere iki biçimde
yaptırılır."
19. 5275 sayılı Kanun"un "Tutukluların hakları" kenar
başlıklı 114. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"(2) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde
tutuklular, kurumun bu husustaki genel düzenine uymak suretiyle ziyaretçi kabul
edebilirler. Ancak soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma
evresinde hâkim veya mahkeme, soruşturmanın veya davanın selameti bakımından
tutuklunun ziyaretçi kabulünü yasaklayabilir veya bu hususta kısıtlamalar
koyabilir."
20. 5275 sayılı Kanun’un "Tutukluların
yükümlülükleri" kenar başlıklı 116. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
(1) Bu Kanunun; yüksek güvenlikli kapalı ceza
infaz kurumları,...ziyaret, yabancı hükümlüleri ziyaret, ziyaret ve görüşlerde
uygulanacak esaslar, beden eğitimi, kütüphane ve kurslardan yararlanma
konularında 9, 16, 21, 22, 26 ilâ 28, 34 ilâ 53, 55 ilâ 62, 66 ilâ 76 ve 78 ila
88 inci maddelerinde düzenlenmiş hükümlerin tutukluluk hâliyle uzlaşır
nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilir."
21. 22/7/2016 tarihli ve 23/7/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 667 sayılı
Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde
Kararname"nin (OHAL KHK"sı) "Soruşturma
ve kovuşturma işlemleri" kenar başlıklı 6. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (e) bendi şöyledir:
"e) Tutuklu olanlar, belgelendirilmesi koşuluyla sadece eşi,
ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları ile vasisi veya
kayyımı tarafından ziyaret edilebilir. Adalet Bakanlığı ile Cumhuriyet
başsavcılığının yetkileri saklıdır. Tutuklular telefonla haberleşme hakkından
ancak onbeş günde bir ve bu bentte sayılan kişilerle
sınırlı olarak on dakikayı geçmemek üzere faydalanabilirler."
22. 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete"de
yayımlanarak yürürlüğe giren Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri
Hakkında Yönetmelik"in (Ziyaret Yönetmeliği) "Temel
ilkeler" kenar başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının olay
tarihinde yürürlükte olan (d) bendi şöyledir:
"(d) Hükümlü ve tutuklular, bu
Yönetmelikte belirtilen yakınları ile haftada bir kez olacak şekilde, üçü
kapalı biri açık görüş olmak üzere ayda dört kez görüşme yapabilir."
23. Ziyaret Yönetmeliği"nin "Temel
ilkeler" kenar başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının
13/9/2017 tarihli ve 30179 sayılı Resmî Gazete"de
yayımlanarak yürürlüğe giren (d) bendi şöyledir:
"(d) Kurum idaresinin uygun göreceği bir
hafta açık görüş, ayın diğer haftaları kapalı görüş olmak üzere, hükümlü ve
tutuklular bu Yönetmelikte belirtilen yakınları ile haftada bir kez olacak
şekilde görüşme yapabilir."
24. Ziyaret Yönetmeliği"nin "Temel
İlkeler" kenar başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasına eklenen
ve 18/8/2016 tarihli ve 29805 sayılı Resmî Gazete"de
yayımlanarak yürürlüğe giren (e) bendi şöyledir:
"(e) Kurum mevcudu, güvenliği ve düzeni
dikkate alınmak suretiyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun
İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde
tanımlanan suçlar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu
kapsamına giren suçlardan, hükümlü ve tutuklular için ceza infaz kurumlarındaki
açık görüşler idare ve gözlem kurulu kararıyla iki ayda bir
yaptırılabilir."
25. Ziyaret Yönetmeliği"nin "Ziyaret
gün ve saatleri" kenar başlıklı 10. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"Ziyaret günleri ve saatleri ile bir
hükümlü ve tutuklunun görüşebileceği ziyaretçi sayısı, kurumun fiziki yapısı ve
kapasitesi dikkate alınarak, kurumca belirlenir. ..."
26. Ziyaret Yönetmeliği"nin "Açık
görüş" kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:
"Açık görüş, hükümlü ve tutuklular ile
ziyaretçilerinin maddi temasına imkan verecek şekilde, konuşulanların hazır
bulunan görevli tarafından işitilebildiği ve izlenebildiği, ceza infaz
kurumunun bu iş için tahsis edilmiş özel bölümünde yapılan ziyaret ve
görüşmelerdir."
27. Ziyaret Yönetmeliği"nin "Bayramlarda
ve özel günlerde açık görüş" kenar başlıklı 15. maddesinin
ilgili kısımları şöyledir:
"Hükümlü ve tutuklular, Bakanlıkça uygun
görülen, dinî ve milli bayramlar ile özel günlere mahsus olmak üzere,
belirlenen tarihlerde, anne, baba, eş, çocuk, torun, büyükanne, büyükbaba ve
kardeşleriyle açık görüş yapabilir.
Bakanlıkça belirlenen yakınları olmayan
hükümlü ve tutuklular, üçüncü dereceye kadar olan akrabalarından en çok üç
kişiyle görüşebilirler. ..
Bu ziyaretin, aynı haftada yapılacak kapalı
görüş ile çakışması halinde açık görüş yaptırılır..."
28. Ziyaret Yönetmeliği"nin "Açık
görüş yapılacak yer" kenar başlıklı 16. maddesi şöyledir:
"Açık görüşler, ceza infaz kurumunun oda ve eklentileri dışında,
bu iş için ayrılmış özel bölümünde, bulunmadığı takdirde, ceza infaz kurumu
müdürünün uygun göreceği yerde yaptırılır."
29. Ziyaret Yönetmeliği"nin "Görüş
süresi ve saatleri" kenar başlıklı 17. maddesi şöyledir:
"Açık ziyaretler, bir saatten fazla olmamak kaydıyla 09.00 - 17.00
saatleri arasında yaptırılır. Ziyaret süresi, görüşmenin fiilen başladığı andan
itibaren işler."
30. Ziyaret Yönetmeliği"nin "Açık
görüşe ilişkin diğer konular" kenar başlıklı 18. maddesinin
ilgili kısımları şöyledir:
"Hükümlü ve tutuklu sayısının, verilen
açık görüş günü sayısına bölünmesi suretiyle, görüş gününe kadar gruplar
oluşturulur, her grubun görüş günü ve saatleri, ailelerine bildirilmek üzere,
hükümlü ve tutuklulara tebliğ edilir ve hazırlanan program ayrıca koğuşlara ve
ziyaretçilerin görebileceği uygun yerlere asılır.
Belirtilen gün ve saatler dışında görüş yaptırılmaz,
...
Her grubun açık görüşü bittikten sonra, görüş
yerinde bulunan hükümlü ve tutuklular, görevliler nezaretinde dikkatli bir
şekilde arandıktan sonra koğuş veya odalarına götürülerek burada sayılır.
Kimlikleri, fotoğraflı belgelerle kontrol edilir, grup mevcudunun tam olduğunun
anlaşılması üzerine, ziyaretçilerin kurum dışına çıkmasına izin verilir.
Açık görüşlerde, görüş mahallinde yeteri kadar
dış güvenlik görevlisi gözlemci olarak bulundurulur.
..."
B. Uluslararası Hukuk
31. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin (Sözleşme) "Özel ve aile hayatına saygı hakkıÖzel
ve aile hayatına saygı hakkı" kenar başlıklı 8. maddesi
şöyledir:
"(1) Herkes özel ve aile hayatına,
konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
(2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu
makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir
toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin
korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının
hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz
konusu olabilir."
32. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) göre özel hayat,
özel bir sosyal hayat sürdürmeyi yani kişinin sosyal kimliğini geliştirme hakkı
anlamında bir “özel hayatı” güvence altına almaktadır. Bu yönü ile birlikte
değerlendirildiğinde bahsi geçen hak, ilişki kurmak ve geliştirmek üzere
çevresinde bulunanlarla temas kurma hakkını da içermektedir (Özpınar/Türkiye, B. No: 20999/04, 19/10/2010, §
45; Oleksandr Volkov/Ukrayna,
B. No: 21722/11, 9/1/2013, §§ 165-167; Niemietz/Almanya, B. No: 13710/88, 16/12/1992, § 29).
33. AİHM"e göre hükümlü ve tutuklular
Sözleşme kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak
sahiptirler (Hirst/Birleşik Krallık (No. 2), B. No:
74025/01, 6/10/2005, § 69).
34. AİHM"e göre, suçun mahiyeti haklı
gösteriyorsa bir tutuklunun özel bir hapishane rejimine veya sınırlayıcı
ziyaret düzenlemelerine tabi tutulması onun Sözleşme"nin 8. maddesi
kapsamındaki hakkına müdahale teşkil eder ancak kendiliğinden bu hakkın ihlali
anlamına gelmez. (Vlasov/Rusya, B. No: 78146/01, 12/6/2008, §
123).
35. AİHM, ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz sonucu
olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi güvenliğin ve düzenin
korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda
mahkûmların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebileceğini kabul etmiştir.
Ancak bu durumda dahi hükümlü ve tutukluların haklarına yönelik herhangi bir
sınırlama makul ve ölçülü olmalıdır (Silver
ve diğerleri/Birleşik Krallık, B. No: 5947/72 ..., 25/3/1983, §§
99-105).
36. AİHM"e göre hükümlü ve
tutukluların özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, ceza infaz kurumu
idaresinin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam
ettirecek önlemleri almasını zorunlu kılmaktadır (Messina/İtalya (No. 2),
B. No: 25498/94, 28/9/2000, § 61; Ouinas/Fransa (k.k.), B. No: 13756/88, 12/3/1990; Kučera/Slovakya, B. No: 48666/99, 17/7/2007, §
127). Bu hakka getirilen sınırlamalar, suç ve düzensizliğin önlenmesi için
güvenlik nedeniyle uygulamaya konulmuş olsa da haklı bir gerekçeye dayanmalıdır
(Gülmez/Türkiye, 16330/02,
20/5/2008, § 46).
37. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Üye Devletlere Avrupa
Cezaevleri Kuralları Hakkında REC (2006) 2 sayılı tavsiye kararlarının hükümlü
ve tutukluların dış dünya ile ilişkilerine dair kısmı şöyledir:
"Dış Dünya ile İlişki
24.1. Mahpusların mümkün olabilen sıklıkta
mektup, telefon veya diğer iletişim vasıtalarıyla aileleriyle, başka kişilerle
ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileriyle haberleşmelerine ve bu kişilerin
mahpusları ziyaret etmelerine izin verilmelidir.
24. 2 Devam etmekte olan bir ceza
soruşturması, emniyet, güvenlik ve düzeninin muhafaza edilmesi, suç
işlenmesinin önlenmesi ve suç mağdurunun korunması için gerekli görülmesi
halinde, haberleşme ve ziyaretlere kısıtlamalar konabilir ve izlenebilir. Ancak
adli bir merci tarafından konulan özel kısıtlamalar da dahil olmak üzere, bu
tür kısıtlamalar yine de kabul edilebilir asgari bir iletişime izin vermelidir.
24.3. Ulusal hukuk, mahpuslarla iletişim
kurması kısıtlanamayacak olan ulusal ve uluslararası kuruluşları
belirlemelidir,
24.4. Ziyaretler için yapılan düzenlemeler,
mahpuslara aile ilişkilerini mümkün olduğunca normal bir düzeyde sürdürmelerine
ve geliştirmelerine izin verecek bir tarzda olmalıdır.
24.5. Cezaevi yetkilileri, dış dünyayla
yeterli bir iletişim sürdürmelerinde mahpuslara yardım etmelidirler ve bunun
için onlara uygun destek ve yardım sağlamalıdırlar. ..."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
38. Mahkemenin 22/3/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
39. Başvurucu, terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle
tutuklandığı 20/7/2016 tarihinden bireysel başvuruda bulunduğu 8/9/2017
tarihine kadar geçen sürede iki ayda bir olacak şekilde açık görüş hakkından
yararlandırıldığını, bu kapsamda 16/9/2016, 28/10/2016, 30/12/2016, 24/2/2017,
28/4/2017 ve 19/5/2017 tarihlerinde olmak üzere altı kez yakınlarıyla açık
görüş yapabildiğini belirtmiştir. Başvurucu, bu görüşlerden dördünün dinî ve
millî bayramlarda yapacağı açık görüşlerle hukuka aykırı şekilde
birleştirildiğini, yalnızca iki açık görüşünü periyodik olarak yapabildiğini,
oysa aynı dönemde uyuşturucu ticareti yapma suçlamasıyla tutuklu olan birinin
özel günler dışında periyodik olarak on kez açık görüş hakkından
yararlandırıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu, OHAL koşulları altında Ziyaret
Yönetmeliği"nin 5. maddesinde yapılan değişiklikle açık görüş hakkının sınırlandırılmasının
kanunilik koşulunu taşımadığını, meşru amacının bulunmadığını ve demokratik
toplumda gerekli olmadığını belirterek aile hayatına saygı hakkının ihlal
edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu, tutuklu olması nedeniyle başvuru harç ve
giderlerini ödeyecek gelirinin bulunmadığını belirterek adli yardımdan
faydalandırılma talebinde bulunmuştur. Başvurucu ayrıca, kimliğinin kamuya açık
belgelerde gizli tutulmasını talep etmiştir.
40. Bakanlık görüşünde, OHAL ilanı ve bu kapsamda alınan
tedbirlere ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Görüşte, Sözleşme"nin 15.
maddesine istinaden hazırlanan derogasyonun 21/7/2016
tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine bildirildiği belirtilmiştir.
Görüş yazısında, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsü sonrasında ceza infaz
kurumlarında tutuklu ve hükümlü sayısının arttığı, ceza infaz memuru sayısının
ise azaldığı ifade edilmiştir. Görüşte, ilgili Yönetmelikte yapılan
değişiklikle bazı suçlar yönünden açık görüşün iki ayda bir olacak şekilde
yaptırılabilmesine ilişkin olarak ceza infaz kurumlarına takdir hakkı tanındığı
ancak bu düzenlemenin emredici nitelikte olmadığı belirtilmiştir. Görüş
yazısında, başvurucunun tutuklu bulunduğu süre boyunca sekizi periyodik, beşi
özel günlerde verilen izinle olmak üzere on üç kez yakınlarıyla açık şekilde
görüştürüldüğü vurgulanmıştır. Görüş yazısında; ceza infaz kurumlarının
güvenliği, düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi ile aile hayatına saygı
gösterilmesi hakkı arasında adil bir dengenin sağlandığı şeklinde
değerlendirmelere yer verilmiştir.
41. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında OHAL koşulları
ve 21/7/2016 tarihli derogasyon gerekçe gösterilerek Sözleşme"den kaynaklanan yükümlülüklerin gözardı edilemeyeceğini belirtmiştir. Başvurucu, açık görüş
hakkının kısıtlanması şeklindeki müdahalenin kamu düzeni ve güvenliğin
sağlanması ile suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla bir ilgisinin bulunmadığını
ifade etmiştir. Başvurucu, uygulamanın keyfî ve hukuka aykırı olduğunu
vurgulayarak başvuru dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir.
B. Değerlendirme
1. Adli Yardım Talebi
Yönünden
42. Anayasa Mahkemesinin Mehmet
Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013, §§ 22-27) kararında
belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin
yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun
açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi
gerekir.
2. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
43. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa"nın
20. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes ... aile hayatına saygı
gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. ... aile hayatının gizliliğine
dokunulamaz."
44. Anayasa’nın 41. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“Aile, Türk toplumunun temelidir ...
Devlet, ailenin huzur ve refahı ... için
gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
Her çocuk, ... yüksek yararına açıkça aykırı
olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme
hakkına sahiptir...”
45. Aile hayatına saygı hakkı, Anayasa’nın 20. maddesinin
birinci fıkrasında güvence altına alınmıştır. Madde gerekçesi de dikkate
alındığında resmî makamların özel hayata ve aile hayatına müdahale edememesi ile
kişinin ferdî ve aile hayatını kendi anladığı gibi düzenleyip yaşayabilmesi
gereğine işaret edildiği görülmekte olup söz konusu düzenleme, Sözleşme’nin 8.
maddesi çerçevesinde korunan aile hayatına saygı hakkının Anayasa’daki
karşılığını oluşturmaktadır. Ayrıca Anayasa’nın 41. maddesinin -Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği- özellikle aile hayatına saygı hakkına ilişkin
pozitif yükümlülüklerin değerlendirilmesi bağlamında dikkate alınması gerektiği
açıktır (Murat Atılgan, B. No:
2013/9047, 7/5/2015, § 22; Marcus Frank Cerny
[GK], B. No: 2013/5126, 2/7/2015, § 36).
46. Anayasa"nın 19. maddesi gereğince hükümlü ve tutukluların
özel ve aile hayatının sınırlanması hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda
tutulmanın kaçınılmaz ve doğal bir sonucudur. Öte yandan hükümlü ve
tutukluların özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, ceza infaz kurumu
idaresinin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam
ettirecek önlemleri almasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim Avrupa Konseyi
Bakanlar Komitesinin Üye Devletlere Avrupa Cezaevleri Kuralları Hakkında REC
(2006) 2 sayılı tavsiye kararlarında da hükümlü ve tutukluların aileleri, başka
kişiler ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileri tarafından ziyaret edilmelerine
izin verilmesi gerektiği belirtilmiştir (Mehmet
Zahit Şahin, B. No: 2013/4708, 20/4/2016, § 36). Söz konusu tavsiye
kararında, koşulların oluşması ve gerekli görülmesi hâlinde ziyaretlere
kısıtlamalar konulabileceği ancak bu tür kısıtlamaların kabul edilebilir asgari
bir iletişime imkân tanıyacak nitelikte olması gerektiği ifade edilmiştir.
47. Bununla beraber bu yükümlülük yerine getirilirken ceza infaz
kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal sonuçlarının gözetilmesi
gerekmektedir. Bu bağlamda kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile özel
hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı arasında adil bir denge
kurulmalıdır. Ancak ceza infaz kurumunda bulunmanın doğal sonucu olarak
idarenin tutuklu ve hükümlülerin özel ve aile hayatına müdahale konusunda
takdir yetkisinin daha geniş olduğu gözetilmelidir (Mehmet Koray Eryaşa, B. No:
2013/6693, 16/4/2015, § 89; Mehmet Zahit
Şahin, § 37).
48. Öncelikle belirtilmelidir ki somut olayda başvurucu, aile
fertleriyle görüştürülmesinin engellendiğine ilişkin herhangi bir iddiada
bulunmamaktadır. Başvurucunun şikâyeti, açık görüş hakkının iki ayda bir olacak
şekilde belirlenmesi nedeniyle ailesini daha sık göremediği iddiasına
dayanmaktadır.
49. Belirli suçlardan hükümlü ve tutuklular için açık görüş
hakkının İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla sınırlandırılması aile hayatına
saygı hakkına müdahale oluşturmaktadır.
50. Anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen
koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 20. maddesini ihlal
edecektir. Bu sebeple sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve
somut başvuruya uygun düşen kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma,
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı
olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
51. 5275 sayılı Kanun"un 83. maddesinde, görüşlere ilişkin koşul
ve sürelerin Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle kapalı ve açık olmak üzere iki
biçimde yaptırılacağı; 114. maddesinde de soruşturma ve kovuşturma evrelerinde
tutukluların kurumun bu husustaki genel düzenine uymak suretiyle ziyaretçi
kabul edebilecekleri düzenlenmiştir. 5275 sayılı Kanun"un 83. maddesine
dayanılarak çıkarılan Ziyaret Yönetmeliği"nin 5. maddesinin birinci fıkrasının
(e) bendinde,5237 sayılı Kanun"da tanımlanan bir kısım suç ile 12/4/1991 tarihli
ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu"nun kapsamına giren suçlardan hükümlü ve
tutuklular için ceza infaz kurumlarındaki açık görüşlerin idare ve gözlem
kurulu kararıyla iki ayda bir yaptırılabileceği hüküm altına alınmıştır. Buna
göre 3713 sayılı Kanun kapsamındaki suçlardan tutuklu olan başvurucuya anılan
yasal düzenlemelerin uygulandığı ve bu düzenlemelerin “kanunla sınırlama”
koşulunu karşıladığı sonucuna varılmıştır.
52. İsnat edilen suçların ağırlığına göre tutuklu ve hükümlülere
tanınan birtakım hak ve imkanların farklılaşması doğaldır. 3713 sayılı Kanun
kapsamına giren suçların ağırlığı, devam eden OHAL koşulları, Ceza İnfaz
Kurumunun mevcudu ile personel sayısı dikkate alındığında kamu düzenini ve
Kurum güvenliğini sağlama amacıyla bir kısım suçtan tutuklu ve hükümlü olanlar
için açık görüş hakkının sınırlandırılmasının meşru amaç taşıma koşulunu
karşıladığı değerlendirilmiştir.
53. Hükümlü ve tutukluların temel haklarına yapılan müdahalelere
gerekçe olarak gösterilebilecek makul nedenlerin somut olayın tüm koşulları
çerçevesi dâhilinde olaya özgü olgu ve bilgilerle gerekçelendirilmesi
gerekmektedir. Bunun yanı sıra yapılacak değerlendirmede kişinin itham edildiği
suçun ve tutuklama sebeplerinin de dikkate alınması gerekmektedir (Mehmet Zahit Şahin, § 63). Bu bağlamda
başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin temel ekseni,
müdahaleye neden olan idari makamlar ve derece mahkemelerinin, kararlarında
dayandıkları gerekçelerin aile hayatına saygı hakkının kısıtlaması bakımından
“demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk” ve “ölçülülük" ilkesine
uygun olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (Mehmet Zahit Şahin, § 64; Ahmet Temiz, B.No:2013/1822, 20/5/2015, §
68).
54. Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklu olan başvurucu, 667
sayılı OHAL KHK"sının 6. maddesinde tahdidi olarak sayılan aile fertleri (eşi,
ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları) ile mevzuatta
açıkça öngörülen koşullarda görüşebilmektedir. Başvuruda bunun aksine herhangi
bir iddia ve tespit bulunmamaktadır. Başvurucu bu görüşmelerini -sıklığı
önceden belirlenen aralıklarda- kapalı ya da açık şekilde yapabilmektedir.
55. Ziyaret Yönetmeliği"nin 5. maddesinin birinci fıkrasının (e)
bendinde 18/8/2016 tarihinde yapılan değişik gereğince devletin güvenliğine
karşı, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı, millî savunmaya karşı,
devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk ile 3713 sayılı Kanun kapsamında olan
suçlardan tutuklu olanlar için ceza infaz kurumlarındaki açık görüşlerin idare
ve gözlem kurulu kararıyla iki ayda bir yaptırılabilmektedir. Söz konusu
sınırlama yalnızca açık görüş hakkına yöneliktir. Kapalı şekilde aile
fertleriyle yapılacak görüşmelere yönelik bir sınırlama söz konusu değildir.
Kapalı görüş hakkının sınırlandırıldığına ilişkin bir iddiası bulunmayan
başvurucunun tutuklu olduğu süre boyunca kırk iki kez kapalı ve on üç kez açık
görüş yaptığı görülmektedir (bkz. § 17). Başvurucunun bu görüşlerde eşi, iki
çocuğu, annesi, kardeşleri ve kayınbabası ile görüşebildiği, dolayısıyla aile
fertleriyle doğrudan temasını sürdürme imkânından yararlandığı anlaşılmaktadır.
56. Ziyaret Yönetmeliği"nin 10. maddesinde de ziyaret günleri ve
saatleri ile hükümlü ve tutuklunun görüşebileceği ziyaretçi sayısının -kurumun
fiziki yapısı ve kapasitesi dikkate alınarak- ilgili Ceza İnfaz Kurumunca
belirleneceği düzenlenmektedir. 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsünden
sonra ortaya çıkan OHAL koşulları ile tutuklu sayısı hızla artış göstermesine
rağmen personel sayısının azalması nedeniyle ceza infaz kurumlarında güvenlik
önlemlerinin artırılması hususunda oluşan acil ihtiyaç dikkate alındığında
isnat edilen suçların ağırlığı gözönüne alınarak
tutuklular hakkında getirilen birtakım sınırlamalar demokratik toplum düzeninin
gereklerine uygunluk koşuluna aykırılık oluşturmamaktadır. Ayrıca 3713 sayılı
Kanun kapsamında tutuklanan başvurucunun görüşme hakkını ortadan kaldırmayacak
ve yakınlarıyla temasını sürdürecek şekilde bu tür bir sınırlamaya muhatap
kılınmasının makul olduğu değerlendirilmektedir.
57. Tüm bu hususlar gözönüne
alındığında OHAL koşullarının gerektirdiği kamu düzeninin korunması ihtiyacı ve
Kurum güvenliğini sağlama amacı doğrultusunda -isnat edilen suçun ağırlığı da
dikkate alınarak- başvurucunun aile fertleriyle olan ilişkisinin sürdürülmesini
engellemeyen açık görüş hakkının sınırlandırılması şeklindeki söz konusu
müdahalede kamu makamları tarafından güdülen meşru amaç ile başvurucunun
bireysel yararı arasında adil bir dengenin kurulduğu, demokratik toplumda
gerekli olan müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğu sonucuna
varılmıştır.
58. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasına göre Anayasa Mahkemesince açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul
edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını
temellendiremediği, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken
hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya
müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama
şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
59. Açıklanan gerekçelerle bir ihlalin bulunmadığı açık olan
başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
C. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten
TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 22/3/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.