8. Hukuk Dairesi 2013/6047 E. , 2014/4241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2012
NUMARASI : 2011/398-2012/338
S..A...ve S.. A.. ile G.. A.. ve Y.. A..aralarındaki muhtesatın tespiti davasının kabulüne dair İskenderun 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 14.11.2012 gün ve 398/338 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalıların ...... parsel sayılı taşınmazda paydaş olduklarını aynı parsel üzerinde miras bırakan A.. A..."e ait eski bir kerpiç ev ile üç adet öteki dairelerin bulunduğunu, bu yer hakkında davalılardan Gültekin"in açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davası bulunduğundan murise ait ev dışındaki diğer üç adet dairenin davacılar tarafından yaptırıldığının tespitine ve ortaklığın giderilmesi davasında tespiti yapılacak bu bağımsız bölümlerin bedellerinin davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacıların talebinin yerinde olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan keşif, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davanın kabulüne, 3492 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fen bilirkişinin 29.11.2011 havale tarihli rapor ve krokisinde kırmızı renk ile boyalı birinci kat sıvası yapılmamış 152 m2"lik daire ile ikinci kat her biri 129 m2 olan toplam iki adet dairenin davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine, keşifte belirlenen değer üzerinden tespit edilen 14650 TL nispi avukatlık parasının davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davalılar vekili tarafından dilekçelerinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 3492 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydı getirilmiştir. 400 m2 yüzölçümüyle, bahçeli kargir ev niteliğiyle, taraflar adına tescilli olduğu görülmüştür. Keşif yapılmıştır. Davacı tanıkları ayrı ayrı dinlenmiştir. Söz konusu taşınmaz üzerindeki binanın sıvası yapılmamış alt kat ve üst katın tamamının davacılar tarafından inşa ettirildiğini söylemişlerdir. Fen bilirkişi ölçekli kroki ve raporunu dosyaya ibraz etmiştir. İnşaat bilirkişisinin raporu dosya içerisindedir. Davalı G...A... ilk oturumda; söz konusu taşınmazın üstteki iki dairesinin davacılara ait olduğunu, alttaki bir dairenin babasına ait bulunduğunu, yan tarafta bulunan dairenin Y...A... ile davacıların yaptığı yer olduğunu söylemiştir. 29.12.2011 günlü 4 nolu oturumda ise, “davalı vekilince tanık bildirme konusundaki talebinin davanın delil bildirme aşamasının geçmiş olmasından dolayı reddine,” biçiminde ara kararı verildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde, dava değeri olarak 10000 TL belirtmiştir. Davalı taraf bu değere itiraz etmemiştir. Ne var ki, yapılan keşif ve bilirkişi raporlarıyla değer belirlenmiş ise de, Mahkemece noksan harç ikmal ettirilmeden yargılamaya devam edilmiştir. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir.
Uyuşmazlık, dava dilekçesinde yazılı olan ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmayan ayrıca itiraza uğramayan sonradan da belirlenen değer nedeniyle harcı ikmal edilmeyen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceğinde toplanmaktadır. Ayrıca, davalı taraf delil bildireceğini ileri sürmesine rağmen Mahkemece süre geçtiğinden bahisle bu talebin reddedilmesinin doğru olup olmadığına ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamış ve bu değere itiraz edilmemiş ise keşif sonucu yeni ortaya çıkan değer üzerinden Harçlar Yasası hükümleri uyarınca başka bir işlem yapılmadan noksan kalan harcın resen tamamlattırılması gerekir. Bu harç tamamlattırılmadığına göre keşifte belirlenen değer üzerinden davacı yararına avukatlık parasına hükmedilmesi doğru değildir. Bundan ayrı dava HUMK"nun yürürlükte olduğu dönemde açılmıştır. Adı geçen yasa hükmüne göre, ilgili taraf delillerini hasretmediği veya mahkemece bu konuda kesin süre verilmediği hallerde yargılama bitinceye kadar delil bildirme hakkına sahip olacağı kuşkusuzdur. Bu durumda, Mahkemece davalı tarafa, bu talebi nedeniyle delillerini bildirmesi için yöntemine uygun olarak süre ve kesin süre verilmesi, bildirdiği taktirde delillerinin toplanması, özellikle de tanıkların ihtilaflı muhdesatların bulunduğu taşınmaz başında dinlenmesi, konuyla ilgili bilgilerinin alınması ve tüm taraf delilleri birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davalılar vekilinin buna ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMK"nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 2.524,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.