17. Hukuk Dairesi 2014/19070 E. , 2017/3506 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...(...) ... .... Asliye
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davacının eşi ...."in sevk ve idaresindeki araçla 10.02.2009 tarihinde tek taraflı ve tam kusurlu olarak yapmış olduğu kaza neticesinde öldüğünü, davacının eşinin ölümü nedeniyle desteğinden mahrum kaldığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 1.000,00 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 04/02/2014 tarihinde dava miktarını 128.284,15TL artırarak 129.284,15 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; vefat edenin sigortalı aracın sürücüsü ve tam kusurlu olduğunu, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, mirasçı eşin de üçüncü kişi olmadığını, murisin kusurundan faydalanamayacağını ve davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 129.284,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 08.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, trafik kazası sonucu desteğin öldüğünü ileri sürerek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, buna göre de aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan 26.01.2014 bilirkişi raporunda TRH 2010 Yılı Erkek Sigortalı Yaşam Tablosu dikkate alınarak davacının ve ölen desteğin kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenerek hesaplama yapılmış olup mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.
... yerleşik uygulamalarına göre desteğin ve destek ihtiyacı olanların muhtemel yaşam süreleri belirlenirken ... ... ... – ... (...) yaşam tablosu esas alınmalıdır. Ayrıca, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın bilinen veriler nazara alınarak ve iskontoya tabi tutulmadan somut olarak, rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle hesaplanmalıdır (YHGK., 28.06.1995 tarih, 1994/9-628 Esas, 1995/694 Karar).
3-Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez. Pasif döneme ilişkin hesaplamanın, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde esas ücrete dahil edilerek hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.
4-Ayrıca hükme esas aktüer raporunda aktif devre 65 yaşına kadar kabul edilerek tazminatın belirlendiği anlaşılmaktadır. Yerleşik ... uygulamalarına göre 60 yaşına kadar aktif devre kabul edilmekte olup, 60 yaşını tamamladıktan sonra pasif devre zararı hesaplanması gerekirken bu husus göz ardı edilerek düzenlenen rapora göre karar verilmesi de isabetli olmamıştır
Bu durumda mahkemece, Dairemizin yerleşik kriterlerine uygun olarak ... ... .... ... (... 1931) Tablosuna göre bakiye ömür süresi belirlenerek yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda zarar hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken tazminat esaslarına uygun olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.