Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20036
Karar No: 2017/3535
Karar Tarihi: 03.04.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/20036 Esas 2017/3535 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/20036 E.  ,  2017/3535 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, asıl ve birleşen davanın davalısı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Asıl davada, davacılar vekili; davalıların sürücüsü olduğu araçların karıştığı kazada, davacıların oğlu/kardeşi ....."ün öldüğünü, davacı anne babanın ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve tüm davacıların ölüm nedeniyle manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ... ve ... için 1.000,00"er TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve 20.000,00"er TL. manevi tazminatın, diğer davacılar için 8.000,00"er TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 05.03.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam maddi tazminat taleplerini 26.839,37 TL"ye yükseltmiştir.
    Birleşen davada, davacılar vekili; davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu araçların karıştığı kazada, davacıların eşi/babası ....."ün ölümü nedeniyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılar için 10.000,00"er TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile 50.000,00"er TL. manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, kazada davalının kusuru olmadığını, tüm kusurun diğer davalı sürücüde olduğunu, desteğin de yolcu taşımaya elverişli olmayan kamyonet kasasında yolculuk etmekle müterafik kusurlu olduğunu, istenen manevi tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, kazada davalının kusuru olmadığını, hatır taşımacılığı nedeniyle tazminatta indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; asıl davada, davacı ... için 10.661,22 TL. maddi tazminat (6.171,22 TL"sinden davalı ..., 4.490,00 TL"sinden davalı ... sorumlu olmak üzere) 5.100,00 TL. manevi tazminatın (2.400,00 TL"sinden davalı ..., 2.700,00 TL"sinden davalı ... sorumlu olmak üzere); davacı ... için 7.877,10 TL. maddi tazminatın (4.564,44 TL"sinden davalı ..., 3.312,66 TL"sinden davalı ... sorumlu olmak üzere) ve 5.100,00 TL. manevi tazminatın (2.400 TL"sinden davalı ..., 2.700,00 TL"sinden davalı ... sorumlu olmak üzere); davacı ... ve .... için 3.400,00"er TL. manevi tazminatın, (1.600,00"er TL"sinden ..., 1.800,00"er TL"sinden ... sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine; birleşen davada, davacı ... için 1.490,76 TL. maddi tazminatın müstakilen davalı ... ..., 6.375,00 TL. manevi tazminatın (3.000,00 TL"sinden davalı ..., 3.375,00 TL"sinden davalılar ... ve ... İnşaat A.Ş. sorumlu olmak üzere); davacı ... ... için 4.498,40 TL. maddi tazminatın, müstakilen davalı ... ..., 6.375,00 TL. manevi tazminatın (3.000,00 TL"sinden davalı ..., 3.375,00 TL"sinden davalılar ... ve .. İnşaat A.Ş. sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine; her iki davada fazla isteğin reddine, hükmedilen tazminatlara olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davanın davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Asıl ve birleşen dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    10.04.1992 Gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilmeyen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olmasının ya da hükmün gerekçe kısmında yer almayan hususların, hüküm kısmında yer bulmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki ya da gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nın 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nın 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    ..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 20.05.2014 tarihli kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları birbiriyle uyumlu olup, bu yönden mahkeme kararında herhangi bir çelişki bulunmamaktadır. Ne var ki, mahkeme tarafından gerekçeli kararın yazımı sırasında, asıl ve birleşen davada davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatlarının belirlenmesinde, 28.05.2012 tarihli kök rapor ile 04.03.2013 tarihli ek raporda belirlenen miktarlardan, ölenin hatır için taşınması nedeniyle % 25 indirim yapılarak hüküm tesis edildiği belirtilmiş olmasına rağmen; anılan raporlarda hesaplanan tazminatların hükmedilen tazminatlardan farklı(daha yüksek) miktarlarda olduğu görülmektedir. Böylelikle, hüküm fıkrasında yer alan tazminat miktarlarının hangi esasa göre belirlendiğine gerekçede yer verilmeyerek, ayrıca gerekçede hükme esas alındığı bildirilen raporlardaki miktarlardan farklı meblağların hüküm altına alınması suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır.
    Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4
    Karar Sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, hükmedilen tazminat miktarlarının belirlenme esaslarına ilişkin gerekçeyi de kapsayan, gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre; davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dava davalısı ..."na geri verilmesine 03/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi