
Esas No: 2015/3732
Karar No: 2016/2830
Karar Tarihi: 17.03.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/3732 Esas 2016/2830 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ...Köyü çalışma alanında bulunan, 128 ada 166 parsel sayılı 50.019,72 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak niteliğinde Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında miras yolu ile gelen hak, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu 128 ada 166 parsel sayılı taşınmazın 07.11.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 29.440,82 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün özel mülkiyete konu tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, hükme esas alınan ziraat bilirkişisi raporu taşınmazın dava konusu edilen bölümüne yönelik olmayıp taşınmazın tamamı hakkında düzenlenmiş, taşınmazın kuzey kısmının yoğun taşlık olduğu belirtilmiş olup, raporun eki fotoğraflarda da tarım arazisi niteliğinde bulunmayan taşlık kayalık kısımlar görülmektedir. Ancak hangi bölümlerinin tarıma uygun olduğunun hem ziraat bilirkişisi raporundan hem de eki fotoğraflardan anlaşılamaması karşısında taşınmazın niteliği ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresi yönünden duraksama oluşmuştur. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde aykırılık giderilmeye çalışılmalı, 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan taşınmazın dava konusu edilen bölümü ile diğer bölümleri ve komşu taşınmazlar ile ayrı ayrı karşılaştırmalı olarak toprak yapısı ve niteliğini, belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, taşınmazın dava konusu edilen ve edilmeyen bölümlerini birlikte gösterir ve fen bilirkişisince dava konusu edilen bölümlerinin üzerinde işaretlenecek şekilde tüm yönlerinden fotoğrafları çektirilmeli, fen bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 17.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.