19. Ceza Dairesi 2019/28098 E. , 2019/10345 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK"nin 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçu olması, 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşmna kapsamına alınması karşısında, TCK"nin 2/1. ve 7/2. madde hükümleri de gözetilip, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle bu suç yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmünün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca, hakkındaki hüküm açıklanacak ve açıklanan bu hükümdeki hukuka aykırılıklar, temyiz veya kanun yararına bozma yoluyla Yargıtay’ca yapılacak inceleme sonucunda giderilebilecektir.
CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca, hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getiremeyen sanık bakımından ise, yerine getirememe sebebi başta olmak üzere durumu değerlendirilip cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin yeni bir hüküm kurulabilecektir.
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükümde kural olarak mahkemece bir değişiklik yapma imkanı bulunmamaktadır. Ancak bu hükmün uygulanması sırasında bazı ayrık durumların gözetilmesi gerekecektir. Şöyle ki;
Hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan ve denetim süresi içerisinde yeniden suç işleyen sanığın, CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca hüküm açıklanmadan önce ölmesi durumunda TCK’nin 64. maddesi gereğince kamu davasının düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunduğundan, mahkemenin hükmü açıklamak yerine ölüm nedeniyle davanın düşmesine karar vermesi gerekecektir.
Bunun gibi, TCK’nin 50/3. maddesinde yer alan “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükmü uyarınca daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla; 18 yaşını doldurmuş ve 65 yaşını bitirmemiş olan kişilerin mahkûm oldukları otuz gün ve daha az süreli hapis cezaları ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının anılan maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırım yada tedbirlerden birine çevrilmesinde yasal zorunluluk bulunması nedeniyle bu kapsamdaki kişilerin denetim süresi içerisinde yeniden suç işlemeleri halinde; yasal olarak uygulanması zorunlu olan TCK"nin 50/3. maddesi uyarınca hükmedilen kısa süreli hapis cezasının aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırım yada tedbirlerden birine çevrilerek hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerekecektir.
Yine, yargılama konusu olan eylemin daha sonraki bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması halinde de, mahkemenin CMK’nin 223/2-a ve 9. madde ve fıkraları uyarınca sanık hakkında derhal beraat kararı vermesi gerekeceğinden, önceki hükmü açıklaması beklenemez.
Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza gelince;
TCK’nin 50/3. maddesi gereği engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında tayin olunan 25 gün süreli hapis cezasının, ekonomik ve sosyal durumuna uygun seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin kanuni zorunluluk olduğunun gözetilmemesi,
3-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının infazı kabil kesinleşmiş mahkumiyet kararı niteliğinde olmadığı dikkate alınarak, müsadere hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.