17. Ceza Dairesi 2015/5853 E. , 2016/3762 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesinde; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” Buna paralel hüküm içeren 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 34. maddesinde de “Hakim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil gerekçeli yazılır.” hükümleri yer almaktadır.
Gerekçe; hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve maddi olaya uygun açıklamasıdır. Gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde; geçerli, yasal ve yeterli olması gerekir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmez ve uygulamada keyfiliğe yol açar.
Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterilmesi gereken noktalar ise 5271 sayılı CMK"nın 230. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sırayla; a)İddia ve savunma, bunların dayandırıldığı ve mahkemece toplanan kanıtların neler olduğu, b)Kanıtların tartışılması, değerlendirilmesi ve reddedilen veya kanıtlama yönünden üstün tutulan ve kabul edilen kanıtlar ve nedenleri, c)Tüm bunların ışığında ulaşılan kanı; sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesi, uygulanacak kanun maddesi, d)Cezayı ağırlatan ve hafifleten yasal ve değerlendirmeye bağlı nedenlerle cezayı kaldıran yasal nedenlerin bulunup bulunmadığı, bunlara ilişkin istemlerin kabul veya reddiyle temel cezanın belirlenmesine ilişkin nedenler, e)Cezanın ertelenmesine, tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirinin uygulanmasına yönelik veya bu konulardaki istemlerin kabul veya reddine ilişkin dayanaklar gösterilecektir. Açıklanan bu usul kuralları buyurucu nitelikte olup, uyulmaması 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 308/7 (5271 sayılı CMK"nın 289/1-e) maddesi uyarınca kesin bozma nedenini oluşturur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında;
Anayasa"nın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230, 232. ve 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirebilmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin gerekçeye yansıtılması gerekirken bu ilkelere uyulmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2-Sanıkların aşamalardaki savunmalarına ve dosya içerisinde dökümü bulunan telefon dinleme kayıtlarına ilişkin tutanakların kapsamına göre; sanık ..."in Şanlıurfa ilinde faaliyet gösteren... Firmasına elektrik trafosu satıp satmadığına ilişkin belgelerin ve satış işlemi varsa satış bedellerinin, bu bedellere ilişkin banka havale kayıtlarının, ilgili firmanın ticaret ve muhasebe kayıtlarından araştırılması; satışa konu trafoların teknik özelliklerinin, marka ve seri numaralarının suça konu trafo ile aynı olup olmadığının elde edilecek belgelerdeki kayıtlara göre saptanması; sonucuna göre sanık ..."in ve adı geçen sanıkla irtibatı olan diğer sanıklar ... ve ..."nun hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile ve somut delillere dayanmadan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
3-Suçun gece vakti işlendiğine ilişkin delilerin neler olduğunun denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK"nın 143/1. maddesi ile cezalarda arttırma yapılması,
4-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... temsilcisinin, sanıklar ..., "nun temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.