
Esas No: 2007/21027
Karar No: 2008/14829
Karar Tarihi: 25.09.2008
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/21027 Esas 2008/14829 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Nazilli İcra (Hukuk) Mahkemesi
TARİHİ : 22/03/2007
NUMARASI : 2006/175-2007/76
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (3.Kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde konusu kalmayan davada karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Uyuşmazlık üçüncü kişinin İcra ve İflas Kanunu’nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Mahkemece, istihkak iddiasına konu mısırların dava sırasında yediemin davacı üçüncü kişi tarafından satılarak elden çıkarıldığı gerekçesiyle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmişse de, varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Somut olayda, davaya konu 160 ton yemlik mısır 31.03.2006 tarihinde üçüncü kişi huzurunda haczedilmiş ve davacı üçüncü kişiye yediemin olarak bırakılmıştır. Öte yandan, 11.01.2007 tarihli muhafaza ve ek haciz tutanağı içeriğinden, hacizli mısırların yediemin davacı üçüncü kişi tarafından satıldığı anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 358. maddesi gereğince haczedilen taşınır malı yediemin sıfatıyla teslim alan kişi, bu malı istenildiği anda icra müdürlüğüne aynen geri vermekle yükümlüdür. Haczedilen mal istenilmesine karşın teslim etmeyen kişi Türk Ceza Kanunu"nun 289. maddesine göre cezalandırılabilinir. Hacizli veya rehinli malı korumak üzere teslim alan yediemin kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kaybolmasına veya bozulmasına neden olması durumunda da “adli para cezası” ile cezalandırılacağı öngörülmüştür. Yediemin, malın kendisine atfolunmayacak bir nedenden dolayı telef veya ziyanını ispat edemediği takdirde hacizli malın haciz veya yediemin tutanağında yazılı kıymeti, ayrıca mahkeme kararına gerek olmaksızın icra müdürlüğünce kendisine doğrudan ödetilir. Bunun için gerekirse yedieminin malları haczedilerek paraya çevrilir.
Bu durumda, dava ödenen bedel üzerinden devam eder. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir. Mahkemece yapılacak iş, yargılamaya devam edilerek, deliller toplanıp, işin esasına girilmek ve oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı üçüncü kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya(3.Kişiye) iadesine, 25.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.